Şimdi ‘Susuz Yaz’

DÜŞÜNCELERİNE değer verdiğim, filmlerini severek seyrettiğim, sevgili dost Metin Erksan da aramızdan ayrıldı.

Haberin Devamı

Son olarak onunla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne baş başa yemek yemiş, sanattan, edebiyattan, kültürün algılanmasından söz etmiştik.

O, birçok iyi yönetmen gibi sadece kamera teknokratı değildi. Yaptığının, yarattığının gerekçesini, okuduklarıyla, bildikleriyle temellendirmişti.

Üç yönetmenin edebiyat üzerine çok düşündüğü kanısındayım.

Ö. Lütfi Akad, Halit Refiğ, Metin Erksan.

Refiğ
ile Erksan, Kemal Tahir’in özgün düşünceleri doğrultusunda, Türk sinemasını ulusal bir kişiliğe kavuşturmak için çok çabaladılar. Uygulamada en iyi örneklerini verdiler.

Metin Erksan’
a Kültür ve Turizm Bakanlığı 2003 Yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nün verilişi onuruna düzenlenen törende, Onuncu Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, Metin Erksan’
ı ve fedakâr sinemacılar kuşağını çok doğru bir saptamanın ışığında tanıttı:

Bugün Türk sinemasının başarılarından söz ediliyorsa, bunu, yetersiz koşullara rağmen sinemadan vazgeçmeyenlere borçluyuz.”

Metin Erksan’
ın konuşması da, bir sanat adamına yakışır düzeydeydi: “Ülkeme ve milletime hep bağlı kaldım. Hep hayranlık duydum. Buna rağmen devlet-sinema ilişkisi konusunda başıma gelmeyen kalmadı.”

Haberin Devamı

* * *
  
NECATİ CUMALI’nın kitabından sinemaya uyarlanan, Metin Erksan’ın yönettiği Susuz Yaz filmi Uluslararası Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı’yı kazanmasaydı, Türk sinemasının yurtdışına açılması mümkün olmazdı. En azından daha gecikmeli gerçekleşecekti... Her anlamda!

Yaptığı eğitim çalışmalarıyla, birçok genç sinemacının yetişmesine emek verdi. Edebiyatla sinema arasında kurduğu ilişki aracılığıyla, birçok edebiyatçının yapıtı, televizyon ekranlarına, perdeye yansıdı. Aşağıda vereceğimiz adlar, bu konudaki çalışmalarının önemini ortaya çıkarır.

Fakir Baykurt’
un romanından çektiği Yılanların Öcü ilk akla gelen olacaktır.

TRT
kurumu adına yaptığı “Beş Türk Hikâyesi” adlı filmlerinde, hangi edebiyatçıların hangi eserlerinden yararlanmıştı?

Sait Faik Abasıyanık - Müthiş Bir Tren, Kenan Hulûsi - Sazlık, Samet Ağaoğlu - Bir İntihar, Sabahattin Ali - Hanende Melek, Ahmet Hamdi Tanpınar - Geçmiş Zaman Elbiseleri.

Bugünün sinemacı kuşağı da, böyle seçkin isimlerin yine seçkin eserlerini en az Erksan ve kuşağı kadar kuşatıcı bir şekilde değerlendirebilmeli. Onunla yaptığımız
sohbette iki kitabının çıkacağını söylemişti.

Biri Yazılar diğeri de Kalem adını taşıyordu.

Ne yazık ki bugüne kadar yayımlanmadı. Bazı kişiler vardır ki, düşüncelerine katılmazsınız, hatta karşıt düşünceleri savunursunuz ama onun düşüncelerini de kaale almadan düşünemezsiniz.

Metin Erksan, böyle kişilerden biriydi.

O, bir ülkenin kültürünün tarihi, gelişimini bilmenin zorunluluğuydu, çünkü yeni kuşaklar bu zinciri bilmeden yeni bir şey yaratamazlardı. Bu düşüncesine ben de katılıyorum.

Onu sadece usta bir sinema yönetmeni, bir sinema hocası olarak görmek yetersizdir.

Kitaplarını okuyarak düşüncelerini öğrenmek, ondan sonra da filmlerini yeniden seyretmek gerekir.

Başta TRT olmak üzere, bütün televizyonların onun filmlerini göstermelerini bekliyorum. Bunun tersi bir davranışı beklemiyorum.

Kurtuluş Kayalı’nın Metin Erksan Sinemasını Okumayı Denemek
kitabını da okumanızı salık vereceğim.

Umarım, kitaplarını bulur, DVD’lerden filmlerini seyredersiniz. Çünkü, Erksan ve eserleri bize çok şey söyleyecektir.

Haberin Devamı

* * *
  
ESERLERİNDE ve anılarda yaşayacak!

Yazarın Tüm Yazıları