Sibelius yalnızlığı

Ünlü, Finlandiyalı besteci Jean Sibelius (1865–1957) belgeselini seyrettim. Ardından diskoteğimden Sibelius Senfonileri’ni dinlemeye başladım.

Haberin Devamı

5 CD’den oluşan albümdeki besteleri Berliner Sinfonie–Orchester seslendiriyor, orkestrayı da Şef Kurt Sanderling yönetiyor.

Belgeselde, Finlandiya Radyo Senfoni Orkestrası’nın şefi Hannu Lintu.

Müzik aralarında oradaki yaşamından sahneler ekrana geliyor. Lintu ile bir müzik yazarı karşılıklı konuşuyorlar, eserleri ve hayatı konusunda yorumlarda bulunuyorlar.

Ailesiyle doğanın içinde yaptırdığı bir evde yaşayan besteci, uzun yıllar bir suskunluğu tercih etti. Otuz yıla yakın olduğu söylenir. Yeni senfonisinin hazır olduğunu defalarca söylediği halde bir türlü ortaya çıkmadı.

Hatta son senfonisini eşiyle birlikte çini sobada yaktığı yazılanlar arasında.

Müzik eleştirmeni Serhan Bali, Lahti Sibelius Festivali’ne katıldı, onu yazdı.

Emre Aracı da bestecinin Londra’ya gelişini yazıya geçirdi.

Haberin Devamı

Sibelius, Londra’ya geldiğinde ilk kez öğleden sonra Oxford Street’te dolaşırken yakınlardan kulağına çalınan bir bando sesini duymuş. Bandonun ‘Valse Triste’i çaldığını fark edince şaşırıyor. Bir bestecinin belgeseli, onun yapıtlarına da göndermeler yapmamızı sağlıyor.

Türk Beşleri için de bu tür belgesel çalışmaların yapılmasını gönülden arzuluyorum.

Birinci CD’de neler seslendirilmiş:

- Finlandiya

- Valse Triste

- The Swan of Tuonela

- En Saga

- Night Ride and Sunrise

Besteci senfoniler için ne diyor:

“Benim senfonilerim müziktir, herhangi bir edebi kaynak yok. Ben edebi bir müzisyen değilim.”

“Finlandiya, bir vatanseverin ürünüdür.”

Her CD’nin başında o beste üzerine değişik eleştirmenlerin yazıları yer alıyor. Baskın görüş, çok az besteci onun kadar vatandaşlarının ilgisini kazanmıştır. Çünkü halk efsanelerinden etkilenmiştir. Yıllarca beste yapmaması, yaptığını çaldırmaması birçok yazar için de geçerlidir. Ankara’da Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile Hürriyet Gösteri için yaptığım konuşmada artık yazmak istemediğini söylemişti.

Popüler romanların yazarı Esat Mahmut Karakurt da aynı duyguyu bir söyleşisinde açıklamıştı.

MÜZİK KİTAPLARI

MÜZİKSEVERLERİN
kütüphanelerine koyacakları iki kitap:

- Aykut Köksal

Haberin Devamı

‘Barok Dönüşüm, Müziğin Modernleşme Serüveni’. Önsöz’ün ilk cümlesi, kitabın içeriğini belirtiyor: “Batı müziğinin modernleşme sürecinde temel kırılma noktasını barok dönemin oluşturduğunu söylemek gerek.

Günümüzde Batı müziğinin ana dönemlerinden birine ilişkin ‘özgün’ bir müzikoloji çalışması yapmak son derece zor.

Manfred F. Bukofzer’in ‘Barok Çağdaş Müzik’ başlıklı ünlü çalışması olmasaydı bu el kitabı da yazılamazdı.”

Önsöz Mehmet Nemutlu ve Ersu Pekin’e teşekkürle bitiyor.

Bölüm başlıkları:

- Başlangıcından Barok Öncesine Batı müziğine Genel Bir Bakış.

- Antikçağ k Ortaçağ k Rönesans

- Barok ya da Müziğin Modernleşme Süreci.

Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde barok müziğin doğuşu ve gelişimi inceleniyor.

Haberin Devamı

Mehmet Nemutlu’nun Son Söz’ü:

“Aykut Köksal’ın Barok Dönüşüm, Müziğin Modernleşme Serüveni kitabı, yalnızca uzmanı olanlar için  yazılmış alışıldık bir müzik tarihi metni değil, yenilikleri, önemli atılımları, rolleri, değişen düşünsel arka planı ve bunlar arasındaki çapraz bağlantılarıyla, bir bütün olarak ‘Barok Serüven’in izini süren bir kılavuz metin aynı zamanda.”

- Kıvılcım Yıldız, Aydınlanmanın Müziği, Klasik Dönem ve Ustaları.

Önsöz’de kısa bir açıklamayı okuyalım: “Müzik’te Klasik üslup, Haydn, Mozart ve Beethoven gibi büyük bestecilerin yapıtlarının başı çektiği, müzik tarihinin diğer dönemlerinde de referans alınan bir üslubu ifade eder.

Haberin Devamı

Aydınlanma süreci ve devrimleriyle de hem siyasal tarihin hem de kültürel tarihin önemli kırılma noktalarını içerir.”

Konu başlıkları şöyle:

- Klasik Dönem ve Aydınlanma

- Müzikte Klasik Üslup

- Viyana Klasikleri

- Franz Joseph Haydn (1732–1809)

- Wolfgang Amadeus Mozart (1756–1791)

- Ludwig van Beethoven (1770–1827)

(İki kitap da Topos Yayınları tarafından yayımlandı.)

‘KARAKOLDA AYNA VAR’ ÜZERİNE

TÜRK
musikisi güfte kitaplarında ‘Karakolda Ayna Var’ın Zeki Duygulu’ya ait olduğu yazılı. Doğum tarihi kimi kaynaklarda 1903 kimilerinde 1907. Ölüm tarihi 1974.

Beyrut’ta doğdu. Babası Trablusgarp’ta İtalyanlara esir düşünce İzmir’e yerleştiler. Daha sonra İstanbul’a gitti. Orduda müzik öğretmenliği yaptı. Kıdemli yüzbaşı iken ordudan istifa etti. 1928 yılında Atatürk tarafından ‘Mülazım’ rütbesi ve kırmızı İstiklâl Madalyası ile ödüllendirildi.

Haberin Devamı

İlk önceleri ut çaldı, daha sonra keman ve viyolonsel de çalmaya başladı.

Türk musikisinin sevdiğim popüler şarkıların bestekârı Duygulu. Dinlediğim bestelerinden birkaçını hatırlatmalıyım:

- Ayrıldı Gönül Şimdi Yine Bir Tek Eşinden

- Ben Yaralı Ceylânım Yaralı Ceylân

- Hem Cemalin Gösterip Çekmek Olur mu Kendini

Besteleri yazarken söz yazarlarını da unutmayalım.

Yazarın Tüm Yazıları