Paylaş
Daha önce Nezihe Meriç, Tahsin Yücel, Osman Şahin, Latife Tekin, Leyla Erbil ve Ahmet Oktay’ın değer bulunduğu ödül, bu yıl yedinci kez veriliyor. Ödülü töreni, bu yıl da MTSO’nun kuruluş yıldönümü olan 18 Aralık’ta Mersin’de yapılacak. Törende Özdemir İnce, Murat Katoğlu, Latife Tekin ve Celal Soycan birer konuşma yapacaklar.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) öncü desteğiyle, Mersin kenti adına verilen bu ödülün düzenleniş amacı şöyle özetlenebilir:
“Ülkemizde ve Mersin’de edebiyat ilgisini geliştirmek ve ulusal ölçekte bir verime dönüştürmek, edebiyat okurlarının dikkatini nitelikli örneklere çekmek üzere; yapıtlarıyla katkıda bulunmuş kişileri onurlandırmak, daha yaygın okunmalarını sağlamak.”
Başkanlığını Özdemir İnce’nin yaptığı Ödül Değerlendirme Kurulu’nda Prof. Dr. Dilek Doltaş, İpek Ongun, Hüseyin Ferhad ve Celal Soycan bulunuyor.
Kurulun ödül gerekçesi şöyle:
- Öykülerinde kentlerin ruhunu ve bu ruhu oluşturan insanları varoluşçu ve üstgerçekçi öğelerle örülü, entelektüel ve gizemli bir atmosferde sorunlaştırdığı;
- Zaman, yer, tip ve olay örgüsünü en aza indiren durum öykülerinde anlamsızlığı, kuşkuyu, hiçleşmeyi ve sessizliği ağır ve hüzünlü bir dille araştırdığı;
- Yaşama sevincini ve humoru eleştirel bir ahlaki sorumlulukla üstlenen bireyin acı çeken bilincini kentli bir duyarlıkla anlattığı;
- Türkçenin ve çağdaş edebiyat dilinin gelişmesine katkıda bulunduğu için
Türk Edebiyatına bir altın çağ yaşatan 1950 kuşağının en özgün, en dramatik ve usta yazarı Demir Özlü’yü, oybirliğiyle ödüle değer bulmuştur.
Bazı yazarlar kendilerine verilen ödülü onurlandırırlar, Demir Özlü’de olduğu gibi.
* * *
DEMİR ÖZLÜ, Türk edebiyat tarihine de, bir aydın olarak Türkiye’nin demokrasi tarihine de borcunu ödemiş, saygın bir addır. 1950 Kuşağı’ndan biri olarak, onunla aynı kuşakta adımın anılması bana daima ayrı bir onur vermiştir.
Gerçeği, demokrasiyi, sol anlayışı savunduğu için vatandaşlıktan çıkarılmış, zorunlu sürgüne gitmiştir. Sürgün yıllarını anlattığı Sürgünde On Yıl kitabı iyi, usta bir edebiyatçıya çektirilen çilenin, etkileyici ve kahredici bir anlatımıydı!
Sürgünlüğü yazmış, ama onun rantını yazarlık ünü için kullanmaya tenezzül etmemiştir Demir Özlü.
Çağlayan Çevik’in Kanal Kentlerinde kitabıyla ilgili yaptığı söyleşide Demir Özlü’nün verdiği bir cevap, sadece onun değil bir kuşağın yaşama biçimidir:
“Hiçbir zaman mutluluğu büyük şeylerde aramadım. Zengin olmak, sınıf değiştirmek, çok tanınmış bir isim olmak gibi hayallerim olmadı. Benim ve bizim kuşağımızın en büyük özelliğidir bu. Bizden öncekilerden gördüğümüz ve benimsediğimiz bir anlayıştır bu. Şimdikilerde bu pek yok, ama Ferit Edgü de öyledir, Orhan Duru da öyleydi, Onat Kutlar da öyleydi, Adnan Özyalçıner de öyledir.. kısacası hepimiz öyleyiz.”
İstanbul’u da anı/gözlem eşliğinde en iyi anlatan yazarların başında gelir.
Daha ilk kitabında Batı edebiyatını, düşüncesini özümsemiş, bu doğrultuda özgün eserler vermiştir.
* * *
DEMİR ÖZLÜ’yü kutluyorum.
Paylaş