Sanatçı özgürlüğüne hayır ’edebi nekrofili’ye evet
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
SON günlerde iki kişinin mezarının getirilmesi konusunda birtakım konuşmalar, tartışmalar yapılıyor.
Konuyu daha ilk yazdığım gün, ailenin, mirasçıların böyle bir nakli istemediğini bana bildirmişlerdi, ben de açıkladım.
Vatandaşlığı iade edilen Názım Hikmet’ten sonra Ahmet Kaya’nın bestelerinin güftesini yazan Yusuf Hayaloğlu’nun ölümüyle bu kez de, Ahmet Kaya’nın mezarı Türkiye’ye getirilsin nidaları yükselmeye başladı.
Sanırım bizde aşırı derecede nekrofili hastalığı var.
Nekrofili, ölülere karşı bir istek duyma anlamına geliyor. Ben hiç kuşkusuz bunu edebi nekrofili diye nitelendiriyorum.
Edebiyatçılar, sanatçılar yaşarken onların özgürlüğüne müdahale eder, öylesine eza ederiz ki, yiyecek ekmek bile bulmakta zorluk çekerler.
Çalıştıkları yere devletin, polisin eli ulaşır, onları açlığa mahkûm etmek için her türlü baskı yapılır. Postmortem (ölüm sonrası) saygılar doğrusu benim için ikna edici çözümler değil.
Birçok edebiyatçının, müzikçinin yaşamı, acı serüvenleri açısından birbirine benzer.
Názım Hikmet, Orhan Kemal, Rıfat Ilgaz, A. Kadir, Aziz Nesin, Ruhi Su...
Çoğu, adlarını saklayarak, takma adla yazmak zorunda kalmışlardır. Düzeltmenlikte ömür tüketmişlerdir.
Ruhi Su, konser verecek salon bulamazdı, gece kulüplerinde çalabilirdi ancak.
Hapishanedeyken nasıl çalışarak, çeviri yaparak yaşadıklarını, onlardan birinin, Názım Hikmet’in yaşamını bilen herkes hatırlar.
* * *
BEN mezar getirme önerilerinin birer jest olduğu kanısındayım.
Son örnek Ahmet Kaya idi. Ona neler yapıldığını, nasıl hücuma uğradığını unutmadınız, o günleri anımsamak isterseniz epey malzeme bulursunuz.
Ben sanatçılara sonsuz hoşgörü gösterilmesini savunurum. Siyasal gerekçelerin, ulusal engellemelerin onların önüne konulmasına karşıyım.
Ayrıca saydığım, saymadığım adların kitapları yasaklandı, kütüphanelere konulmadı, üzerlerinde şiirleri, kitapları bulunanlar bile mahkemelere verildi.
Mezarlarını getirdik mi görevimizi yapmış mı olacağız? Böylece edebiyat ve özgürlük tarihinde aklanacak mıyız?
Olmaz böyle bir aldatmaca.
* * *
KAMUOYUNDA yankı bulacak, popülist bir anlayışla yapılan bu mezar nakillerini doğrusu anlamıyorum.
Devlet bunlara odaklanacağına, burada ölenlerin mezarlarına baksa, onları korusa daha anlamlı olur.
Geçenlerde şair Hüseyin Alemdar bir not geçmişti, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın mezarında hálá gömüldüğü gün konulan tahta varmış.
Belediyelerin vaat ettiği hususların yerine getirmelerini bekliyorum.