Paylaş
En sert anıları bile, sakin, yumuşak bir üslupla anlatırdı. Evi müze gibi sözünü çok kullanıldığı için pek sevmem ama o ev başka nasıl tanımlanabilir ki.
Acılar yaşadı ama gene de başkalarına bilgilerini, belgelerini genç bir coşkuyla iletti. O da aramızdan ayrıldı.
Kimdir Rasih Nuri İleri?
28 Mart 1920’de babasının Mustafa Kemal Atatürk’ün özel temsilcisi olarak bulunduğu Cenevre’de doğdu. Öğrenimini Galatasaray Lisesi, Haydarpaşa Lisesi ve Fen Fakültesi’nde yaptı. 1939 yılında üniversitede militanca çalışmalara başladı, 1942’de Ferit Kalmuk tarafından TKP’ye kaydı yapıldı. 1946’da Dr. Şefik Hüsnü’nün kurduğu TSEKP’nin yan kuruluşu olan sendikalarda çalıştı. Adana Sendikalar Birliği’ni kurdu. 1948’de Yedek Subay Okulu’ndan çavuş çıkarıldı. 1962’de TİP’e kaydoldu, 1. Kongre’de Merkez Komite üyesi oldu. Aralık 1967’de partiden ihraç edildi. 1968’de Milli Demokratik Devrim Derneği kurucusu ve Genel Sekreter Yardımcısı oldu.
Mart 1970’te kurulan İstanbul İşçi Birliği’nin genel başkanlığına seçildi. 1973’te Haziran Hareketi gizli örgütü 1 numaralı sanığı olarak yargılandı, beraat etti. 1977’de İkinci TİP’e kaydoldu. Partinin sağa kaydığını söyleyerek istifa etti. 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde TKP’den İstanbul adayı oldu.
Başlı başına bir hareket ve dava adamıydı Rasih Nuri İleri. O kuşağın biyografisini okuduğunuzda, Türkiye’nin yanlışlarla dolu tarihini öğrenmiş olursunuz. Düşünenlerin, aydınların, sol eğilimli olanların çektiklerinin simge adlarından biriydi Rasih Nuri İleri.
İleri’nin arşiv-belge merakı için Cemal Süreya bakın ne yazmış: “Türkiye’de bir devrim olsa, bilin ki o, devrimin en coşkulu ânında ilk bildirgenin kopyasını ele geçirmeye çalışmaktadır.”
Tanıyanlar onun için, “Parlak bir hafızası vardır, belge veya kitap arama esnasında ‘üçüncü kütüphanenin dördüncü katının ilk sıralarında olmalı’ deyip de tutturamadığı görülmemiştir” diye örnek verirlerdi. Gerçekten evinde büyük bir sol literatür arşivi ve resim koleksiyonu vardı.
***
FARUK BİLDİRİCİ’nin Hürriyet gazetesinde (28.11.2010) yayınlanan röportajında sorulara verdiği bir yanıtı okuyalım: “Çok yargılandım ama hayatımda mahkûmiyetim yoktur. 12 Mart döneminden sonra çatışmalara karşıydım. Dev-Genç’in muhtelif konulardaki gizli toplantılarına katılırdım. Üç çocuklu bir adam için pek tavsiye edilecek bir şey değil tabii! O toplantılarda hiç yakalanmadım. Not defterime kız meselesi ve örgüt meselesi yazmam.”
Bu röportajda Sabahattin Ali’yi Milli Emniyet’in katlettiğini, sol ve Atatürkçü bir muhitte büyüdüğünü anlattıktan sonra, önemli bir saptamada bulunuyor:
“Bir kere resim koleksiyoncusu değilim, depolamak görevindeyim.”
Kitaplarından bazılarının adını vereceğim. Meraklısı ihmal etmesin...
Dört ciltten oluşan Kırklı Yıllar, o dönemi öğrenmek için mutlaka okunmalı.
Atatürk ve Komünizm-Kurtuluş Savaşı Stratejisi. Çok tartışılan bir konuda bilgi veren bir çalışma. Kişiler hakkında yazdığı kitaplar, bugün onlar hakkında bilgi edinebileceğimiz kaynak kitaplar: İmbikten Çekilmiş Adam, Arif Dino.
Daha Çok Onlar Yaşamalıydı - Nail V. Çakırhan, Hazırlayan: Rasih Nuri İleri, Sunuş: Nursel Duruel.
Yeni Edebiyat, 1940-1941, Sosyalist Gerçekçilik, Suphi Nuri İleri, Önsöz: Rasih Nuri İleri.
***
SOSYALİZME adanmış bir ömrün hayatını ve eserlerini okumalısınız.
Solun tarihi bu kitaplardan öğrenilir.
Paylaş