Paylaş
Belli kuşaklar, mimarlar elbette bu konuda bilgi sahibidirler; ama bu grubun dışında birçok kişi, özellikle genç kuşak bu mimar kimdir, ne yapmak istemiştir, eğer planı gerçekleşseydi İstanbul nasıl olurdu sorularının yanıtını bilmiyor.
Bir sergi ve kataloğu bize ayrıntılı bilgi ve belge sunuyor.
Kültür Başkenti unvanına sahip bir şehrin tarihine dair, önemli çalışmalar arasında anılması gereken bir sergiye özellikle dikkatinizi çekmek isterim.
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’ndeki İmparatorluk Başkentinden Cumhuriyet’in Modern Kentine: Henri Prost’un İstanbul Planlaması (1936-1951).(*)
Suna, İnan & İpek Kıraç imzalı girişte, Prost’un çağrılışı ve yapmak istenilen özetlenirken, Prost’un hedefi de belirtiliyor: 1936 yılında Atatürk’ün davetiyle Türkiye’ye gelen ve İstanbul’un Nazım Planı’nı oluşturmakla görevlendirilen Prost’un hedefi, kentin kendine özgü topografyasını ve -tarihi yarımada başta olmak üzere- tarihi dokusunu dikkate alarak çağdaş bir planlama modeli ortaya koymaktı.
İstanbul’a çağrılmadan önce de ünlü mimar, 1905 yılında Ayasofya’nın durumuyla ilgilenmiş, onarımı için müsaade alarak nice engellerden sonra rolövesini çıkarabilmiştir.
1911’de gene İstanbul’a gelir, hazırladığı raporun Evkaf Nazırlığı’nın başmimarı Kemâleddin Bey’e verilmesini ister.
Birçok kentte düzenleme yapan Prost, 1935 yılının sonunda İstanbul’a gelir, ilk geldiği gün de Atatürk’le tanışır.
1951’de hazırladığı nazım planı bir kenara bırakılınca İstanbul’dan ayrılır.
* * *
KATALOGDAKİ Pierre Pinon’un Henri Prost’un Şehirciliği ve İstanbul’un Dönüşümleri yazısında bu kenti iki yıl Prost’un incelediği belirtilir. Katalogdaki bazı yazılar, sergiyi, görsel malzemeyi daha iyi anlamanızı, yorumlamanızı sağlayacaktır.
Giriş, M. Baha Tanman - F. Cânâ Bilsel; İstanbul’da Modern Bir Pay-ı Taht: Prost Planı Çerçevesinde Menderes’in İcraatı, İpek Yada Akpınar.
Sergiyi gezerken, kataloğu okurken, onun tarihi yarımada için planlarını, sahil şeridi için düşündüğünü bugün yapılanlarla karşılaştırdım...
Mimarlarla konuşmak, düşüncelerini öğrenmek isterdim, uygulansaydı bugün İstanbul’un görünümü nasıl olurdu?
Cumhuriyet sonrası her alanda yapılanlar / yapılanmalar mimarlığa da yansıyacaktı.
Yabancı bir mimar, gerçekten bizim kültür başkentimizi geleneksel özelliklerini kaybetmeden hale yola sokabilir miydi? Eğer sokabileceğine inanılmadıysa neden çağrılmıştı, madem çağrıldı onun planlamaları neden uygulamaya konmadı?
Yoksa bu iş bizim mimarlarımıza mı verilmeliydi?
Aslında Prost üzerinden Türkiye’nin yakın tarihine dair birtakım gelişmeleri de izleyebileceğimiz bir sergi.
* * *
BU sergiyi her İstanbullu gezmeli. İstanbul’u ziyarete gelenler de bu önemli sergiyi görmeliler. Sadece sergiyi görmenin yetmeyeceği, barındırdığı önemli yazılarla gerçekten zengin bir içeriğe sahip katalog da kitaplığınızda yer almalı.
Eğer bugün İstanbul mimarisi üzerine konuşmak istiyorsanız, sergiyi kaçırmayın.
(*) İmparatorluk Başkentinden Cumhuriyet’in Modern Kentine: Hendri Prost’un İstanbul Planlaması (1936-1951), İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Sergi: 18 Temmuz 2010 tarihine kadar, Pazartesi - Cumartesi 10.00-19.00 arasında ziyaret edilebilir. (İstanbul Araştırmaları Enstitüsü pazar günleri kapalıdır.)
Paylaş