Paylaş
İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde düzenlenen ödül töreninde, yazar bu yılın bildirisini okuyacak.
PEN’in ödül gerekçesini öğrenelim: “Edebiyat alanındaki olağanüstü eserleri ve laik ve demokratik bir Türkiye yönündeki mücadelesi için bir şükran ifadesi olarak 2013 PEN Öykü Ödülü’nü usta yazarımız Leylâ Erbil’e sunmaktan kıvanç duyuyoruz. Yaratıcılığını bugüne dek aydın sorumluluğu ve hiç eksilmeyen gençlik coşkusuyla beslediği için kendisine teşekkür ediyoruz”.
Etkinlik, PEN Öykü Komitesi Başkanı Zeynep Aliye’nin öncülüğünde Fransız Kültür Merkezi Müdürü Berenice Gulmann ile PEN 2. Başkanı Halil İbrahim Özcan’ın açış konuşmalarıyla başlayacak.
Akabinde Leylâ Erbil kaleme aldığı PEN Dünya Öykü Günü bildirisini okuyacak.
Cem Mumcu, Onur Behramoğlu ve Nedret Öztokat’ın, Leylâ Erbil hakkında birer konuşma yapacakları etkinlikte Yasemin Arpa, Leylâ Erbil’le bir söyleşi gerçekleştirecek. Uruguaylı yazar Eduardo Galeano’dan bir öykü okunduktan sonra kapanış konuşması yapılacak. Gecede son sözü yine Leylâ Erbil söyleyecek...
* * *
LEYLA ERBİL için daha önce düzenlenen, “Tuhaf Bir Yazar: Leylâ Erbil’de Etik ve Estetik” konulu sempozyum nedeniyle söylediğim sözleri tekrarlayacağım:
“Leylâ Erbil, konularıyla, bireysel ve toplumsal statükoya başkaldıran edebi kişiliğiyle Türk edebiyat tarihinde yer aldı.
Sahte ahlakçılıktan, ikiyüzlülükten nefret yansır yazdıklarında.
İçerikte yaptığı yeniliği, biçimle, dili yenilemesiyle de tamamladı.”
Leylâ Erbil en son Kalan adlı üst düzeyde bir yapıtla okurun karşısına çıkmıştı. Kalan romanı yayımlandığında Çağlayan Çevik, onunla bir söyleşi yapmıştı, o söyleşide yazar çok ilginizi çekecek yanıtlar vermişti.
Çok beğendiğim, onun özgür ve özgün kişiliğini yansıtan bölümü mutlaka okumalısınız.
“‘Bu ülkedeki vicdan yokluğunun nedenini anlatsam...’ diyorsunuz. Gerçekten hiç mi kalmadı vicdan bu topraklarda?
kalan adlı yeni kitabımda geçen belirttiğiniz o dilek, edebiyat içi bir okumaya girer. ama herhalde içinde kıvrım kıvrım yalanların yuva kurduğu, korkuyla kuşatılmış, hiçbir çağdaş güvenlik merciinin kalmadığı bir ülkede insanların vicdanı zaten hepten yok olmaya mahkûmdur. o zaman demokrasi nasıl bir şey oluyor... nedenini tam olarak anlatmak zor. böyle durumlara tarihin birçok sayfasında rastlarız. nedeni kişisel tutkular bile olabilir. neron gibi, hitler gibi... ya da çıkar ortaklığına dayalı yönetimler vicdanları bozabilir, korkular, yoksulluk, savaşlar, bazı aptal liberal entelektüellerin yardakçılıkları, halkın kendi yararlarını ayırt etmekten acizleştirilmesi, ahmaklaştırılması, dünyaya kendini beğendirme, ders verme aklı vb... binlerce neden, bilemiyorum...”
* * *
LEYLÂ ERBİL’i kutluyorum, iyi, dürüst yazarlar kitaplığımızın mücevherleri arasında yer alır.
Paylaş