Paylaş
TÜRKİYE’DE 303 MİLYON AKTİF HESAP VAR
We Are Social ve Meltwater’in hazırladığı Dijital 2024 Ekim Global İstatistik Raporu’na göre;
- Dünya genelinde internet kullanımı yüzde 67.5.
- Türkiye ise dünya ortalamasının hayli üzerinde; yüzde 86.5.
- İnternette geçirdiğimiz toplam zaman 6 saat 51 dakika.
- Sosyal medya platformlarında ise Türkiye’den 303 milyon 97 bin aktif hesap var.
- Günlük ortalama 2 saat 37 dakikayı da sosyal medyada geçiriyoruz.
TIKTOK YÜKSELİŞTE
- X’in 2023’e göre kullanıcısı; yüzde 14.2 azalarak 19.5 milyona düştü.
- Instagram kullanıcısı yüzde 5 azalarak 53.8 milyona indi.
- Facebook kullanıcısı yüzde 1.3 azalarak 34.3 milyon oldu.
- TikTok kullanıcısı yüzde 9.3 artarak 39 milyona çıktı.
Avustralya, 16 yaş altındaki çocukların sosyal medya kullanımı yasaklayan ilk ülke oldu. Türkiye’de de benzer bir çalışma var. Yaş sınırının (13- 16 yaş üzerinde duruluyor) kaç olacağı henüz kesin değil ancak Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Yasal düzenlemeler yapma ihtiyacı artık zorunluluk hâline geldi” demişti. Düzenleme ilk olarak, internet servis sağlayıcıları ve sosyal ağların sorumluluk ve denetimini arttırmasını hedefliyor. Çalışmayı desteklemekle beraber sorum şu: “Yeterli mi?”
YASAL DÜZENLEME TEK BAŞINA YETERLİ OLMAZ
Gelişim uzmanı, psikolog Irmak Kerimoğlu, “Yasa mutlaka olmalı. Buna gönülden inanıyor ve destekliyorum. Ancak tek başına bu yasanın çocuklarımızı koruyacağına inanmıyorum” diyor. Nedenini ise şöyle anlatıyor: “Bugün sosyal medya sağlayıcıları, kullanıcısına yaş sınırı koyuyor. 13 yaş altı çocuklar sosyal medya hesabı açamıyor. Uygulama var, peki ya pratikte? Gördüğüm kadarıyla, üstelik ebeveynlerinin izni ve bilgisi dahilinde, ilk ve ortaokul çağında onlarca öğrenci, sosyal medya araçlarını, sınırlamaya rağmen, yanlış doğum bilgileri girerek hatta bazen buna gerek bile kalmadan aktif şekilde kullanmakta. Ebeveynlerinin bilgisi ve izni dahilinde diyorum. Gerçek bu.”
EBEVEYN DENETİMİ ŞART
“TikTok başta diğer tüm mecralar, yetişkinlerin bile kendilerini kontrol etmekte zorlandığı, beğeni, alkış, para kazanmak ya da farklı nedenlerle sınırları zorladığı, ahlaki değerleri yok saydığı, sokakta yapamayacaklarını evlerinin kapısı kapalıyken, sosyal medyadan yapabildikleri mecralar... Peki hal böyleyken çocukların kendilerini bu konuda terbiye etmesi mümkün müdür? Değildir. Dolayısıyla bir çocuk, sosyal medya ya da internete girdiği andan itibaren ebeveynlerin denetimi altında olmalı.”
ÇOCUKLAR İLK GÖRDÜKLERİ ŞEYİ KOPYALAMAZ
“İzmir’de yaşanan olay çok acı. Bunun özelinde söylemiyorum ancak bir çocuk oynadığı oyun ya da bir akımı gerçeğe uyarlamaya çalışacak kadar o mecraya bağlanmış ise ailesinin bu durumu önceden fark etmiş olması lazım gelir. Çünkü çocuklar sosyal mecralarda gördükleri her şeyi kopyalamaz. Burada zaman geçirip, bunun iyi bir şey olduğuna ikna olmuş olması lazım. Yani bu, bir süreç. Ve ebeveynler de genellikle bu süreci kaçırıyor. ‘Nasıl olsa gözümün önünde. Biraz oyalansın’ rahatlığıyla çocuğun ne izlediğine bakmazsanız çocuğu denetimsiz bırakmış olursunuz. Ayrıca bugün ‘çocuk dostu’ diye pazarlanan birçok mecrada da ‘zararlı’ içerik bulunmakta. Sen söyledin, ‘303 milyon aktif sosyal medya hesabı var Türkiye’de’. Devletin bir yasa ile ya da sosyal mecraların sorumlularının bu kadar kişiyi gerçek zamanlı denetlemesi mümkün mü? Bence hayır. Peki kaç çocuğunuz var? 2 mi 3 mü? Daha büyük mecralardan denetim beklemek yerine ebeveyn olarak evin içindeki öz denetimi daha kolay sağlayabilirsiniz oysa. Bunu aklınızdan çıkarmayın.”
SOSYAL MECRALAR PAYLAŞIMIN İÇERİĞİ İLE İLGİLENMİYOR
Bilişim Uzmanı Osman Demircan ise konuya teknik bir açıdan yaklaşıyor ve diyor ki: “Sosyal medya platformlarını ayakta tutan, içerikleridir. Ancak platformlar, içeriklerin içerikleri ile ilgilenmiyor. O içeriğin ne kadar çok izlendiği ve ne kadar çok paylaşıldığı ile ilgileniyor. Çocukların meydan okuma sonucu hayatlarını kaybedbilecekleri bir içerik olsa dahi sosyal medya mecraları sorumluluğu, “Uygulamanın içinde yaş sınırı var” diyerek kişilerin kendisine ve ailelere bırakıyor. Bu noktada yaşı küçük çocukların bu ve benzeri meydan okumalar ve yanı sıra zorbalık gibi çeşitli nedenlerle hayatlarını kaybettiğine şahit oluyoruz her gün. Sosyal medya platformlarına yasa ile getirilecek zorunluluklar ve cezalar hayli etkili olacaktır kanaatimce. Ancak en büyük görev ailelerin. Yasa çıksa dahi ebeveynler, denetimi ele almalı ve çocuğunun ne izlediğinden kiminle iletişim kurduğuna kadar her sürecini ne pahasına olursa olsun sık ve iyi takip etmeli.”
Paylaş