‘Hiçbir siyasi parti seni dışarı çıkaramaz’… Çözüm süreci ile terörsüz Türkiye sürecinin farkları

ÇÖZÜM süreci neredeyse 11 yıl önce resmi olarak başlamıştı.

Haberin Devamı

Ayrıntılara girmeyeceğim ancak o tarihlere ait notlarıma baktığımda bugünle aradaki farkları çok net ortaya koyan unsurları, bir de bazı önemli hususları paylaşacağım. Amacım 11 yıl öncesiyle bugün arasında değişen dengeler anlaşılsın, hem de tabiri caizse ağzı yananın neden yoğurdu üfleyerek yediği...

- FETÖ’nün devletin tüm kurumlarında hâkim olduğu yıllardı.

- Gezi, 17-25 Aralık o dönemde yaşandı.

- DEAŞ bölgede katliam yapıyordu.

- Sürece Kandil dahil edilmişti.

- Güvenlik kaynaklarına göre 2015 itibarıyla 1500’e yakın terör örgütü üyesi Türkiye içinde, 2 bin 500’ü Suriye’de, 1500’ü Kandil’de bulunuyordu.

- Görüşmeler neticesinde örgütün silahlı unsurlarının Türkiye dışına çıkmasında uzlaşılmıştı. Ancak örgüt, Suriye’deki gelişmeler nedeniyle orada silah bırakmayacağını söylemişti. 

Haberin Devamı

O DÖNEM ÖCALAN’A REFERANDUM ŞARTI

- Öcalan’ın en büyük isteği ise serbest kalmaktı. Devlet-İmralı görüşmeleri de yapıldığı için Öcalan’a verilen mesaj ise netti:

- Dışarı seni hiçbir siyasi parti çıkaramaz. Bunun için önce silahsızlanarak dağdan inme gerçekleşecek, Türkiye’den çıkacaklar. Bu bir süreç. Şehit ailelerinin iknası, toplumun hazırlanması ve son olarak da referandumda halkın evet demesi gerekiyor.”

ABD’NİN DESTEĞİ, CIA’İN GÖRÜŞME TALEBİ

- Yine o dönem üst düzey bir kaynağım şöyle demişti: “Bölgede büyük bir oyun oynanıyor. Petrol ve Suriye üzerine. ABD’nin en büyük hedefi kuzeydeki petrol. Bu yüzden kendine milis güç yaratıyor. İsrail ve İran’ın emelleri de unutulmamalı.”

- Ne tesadüf ki çözüm sürecinin bir yere varmayacağının anlaşılmaya başlandığı yıl, 2015’te CIA Ankara’dan Öcalan ile görüşme talebinde bulundu. Ankara ret yanıtını verdi.

- Sonuçta Kobani olaylarının ardından, 8 Ağustos 2015-9 Mart 2016 tarihleri arasında tarihe “Hendek Olayları” ismiyle geçen, Güneydoğu’yu silah deposuna çeviren teröristlere yönelik TSK’nın ve güvenlik güçlerinin operasyonları sonucunda “Çözüm Süreci” defteri tamamen kapanmıştı.

BUGÜNÜN FARKI...

Bugün adına, “Terörsüz Türkiye” deniliyor. Yeni konsept yani terörü kaynağında kurutma ile on yıl öncesindeki gibi Türkiye sınırları içinde binleri bulan terörist yok. Terörist grupları artık Türkiye sınırları içindeki dağlarda saklanamıyorlar. Burada şu hususların altını çizmek lazım:

Haberin Devamı

- Türkiye Devleti kendini içerde kuşatan FETÖ’ye vurduğu büyük darbenin ardından, TSK içerde ve dışarıda önemli operasyonlara imza attı.

- Suriye’de terör koridoru önlendi, Irak’ta önemli bir derinliğe inilerek güvenli hale getirildi, Bağdat Hükümeti ile uzlaşıldı.

- On yıl önceki şartlar yok. Türkiye’nin eli güçlü. Daha önemlisi Türkiye sahada mücadelesini net bir şekilde ortaya koydu, koymaya devam ediyor.

DEVLET USTALAŞTI

- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Silahları gömecekler ya da silahla beraber gömülecekler. Üçüncü bir yol yok” açıklaması on yıl önceki gibi pazarlık arayanlara, suyu bulandırmaya çalışanlara net bir mesaj.

- Kısacası bir kaynağımın ifadesi ile devlet ustalaştı. Oyun bozucu aktörler, özellikle başka ülkeler bu işe karıştırılmayacak.

Haberin Devamı

- Devletin bu konuda bir acelesi olmadığının da altını çizelim.

BUNDAN SONRASI...

Öcalan çağrısı belki de tarihe bile ters köşe yaparak çoğu insanın beklemediği bir isimden, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi. Aslına bakarsanız Bahçeli’nin bakış açısı ile 11 yıl önce bir kaynağımın ifade ettiği, “Bölgede oyun büyük. ABD, İsrail ve İran’ın emelleri ortada duruyor. İç cephe bir araya gelmeli” bakış açısı örtüşüyor. İmralı heyeti ilk görüşmeyi MHP Genel Başkanı ile yaptı. Öncelikle MHP kulislerinde, Öcalan’ın “Yeni paradigmaya ben de pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım” ifadesinin nasıl karşılandığını merak ettim. MHP’ye göre Öcalan bu ifadeyle şunları demek istedi:

Haberin Devamı

- “Benim gücüm bu istenileni yapmaya yeter.

- Bunu hallederim, Avrupa’ya da, Kandil’e de, Edirne’ye de gücüm yeter.”

AÇIKLAMA ÖNCE İMRALI’DAN GELMELİ

MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin silahların bırakılması, adalete teslim olunması başta olmak üzere sıraladığı talepler için önce Öcalan’ın net bir açıklama yapması bekleniyor. Bu açıklamayı yaparsa sürecin devam etmesi için ise gözler hükümete çevrilecek. Umut hakkı başta olmak üzere hukuki çözümler üzerinde şu anda bir çalışma yok, “henüz zamanı değil” bakış açısı hakim. Önce açıklama, sonra sürecin nasıl yürüyeceğine bakılacak. Benim anladığım MHP düğmeye bastı, gerekçelerini ve taleplerini net şekilde sıraladı. Bundan sonrası önce İmralı’ya sonra da süreci yürütecek olan hükümete kalmış durumda. Ancak tarih tekerrür ederse, üçüncü ülkeler, pazarlıklar gündeme getirilmeye çalışılırsa, bu kez Türkiye’nin tavrı değişmeyecek. Terörle mücadele kaynağında tavizsiz bir şekilde bir sürdürülecek.

Yazarın Tüm Yazıları