Pazar günü çeşitlemeleri

Cumartesi-pazar günleri bir hüzün çöker içime. Olağan düşünme sistemim birden değişir, abesle iştigale dönüşür.

Haberin Devamı

Belki virüsün fiziksel değil de zihinsel etkisi.

İki gün içinde, şimdiye kadar bütün okuduklarım, bütün seyrettiklerim sökün edip beynimi işgal eder.

Selim İleri’nin ‘Cumartesi Yalnızlığı’, Güner Sümer’in ‘Yarın Cumartesi’ oyunu, Alan Sillitoe’nin ‘Cumartesi Gecesi ve Pazar Sabahı’, ‘Cumartesi Gecesi Ateşi’ filmindeki  danslar.

Cumartesi–pazar, Türkiye’de o kadar değil ama Batı’da eğlenmenin zirve yaptığı, yoğun çalışma günlerinin baskınından kurtuluşun kutlandığı günler.

Celâl Sılay, “Cumartesi gecesi evde oturamam” derdi.

Ertelemelerin giderildiği, uzun saatler süren yemeklerin, sohbetlerin yapıldığı zaman dilimi.

Yazlıkları pek sevmem, orada geçen günlerin yavaş bir yanı vardır. Juliette Greco’nun dediği gibi, zorunlu bir eğlenme duygusu bilinçaltlarımızı sürekli tırmalar.

Haberin Devamı

Aldous Huxley’in ‘Nice Yazlardan Sonra’ kitabından sayfalar belleğimde canlanıyor.

Yazar, Shakespeare’den almıştı kitabının başlığını, alıntının devamı şöyleydi: “Kaygılarımızın kışı gelir.”

Bedirhan Gökçe’den dizelerle bu bölümü bitirelim:

Bir Pazar Günü

Kal desem kalmazsın gel desen gelemem ben

Madem ki gidiyorsun bu şiir son hediyem

*

Keşke bugün değil de bir başka gün gitseydin

Bu pazar yağmur varmış son pazar görüşseydin

*

Eğer yağmurlu bir pazar da sebepsiz bir sıkılma

Sararsa içinizi bilin ki bir yerlerde ayrılmıştır iki kişi 

MASKE ESTETİĞİ

ANLAŞILIYOR ki günümüz insanı, işlevden çok estetiğe düşkün. O kadar çeşit maske görüyorum ki, yakın zamanda AVM’lerde maskeci standları açılacak. Ten rengine göre, saç modeline göre, belki de verdiği mesaja göre maskeler satılacak.

Maske konusunda en zengin çeşit Venedik’te bulunur. Venedik maskeleri çok ünlüdür. Acaba diyorum, sıhhi maske kullananlar ellerinde bir de Venedik maskesi taşısalar mı? Eskiden nasıl hanımefendilerin elinde serinlemek için yelpaze bulundurulursa, şimdi de neden maske olmasın.

Bana tanınan kısıtlı zaman zarfında, sokaklarda dolaşırım, kendimi Giuseppe Verdi’nin Maskeli Balo seyircilerinden biri gibi hissederim.

Hürriyet’in Pazar Eki’nde virüsten korunma üzerine bir soruşturma yapmışlar.

Haberin Devamı

76 yaşında bir okur, nasıl önlemler aldığını anlatıyor, buna karşılık genç kuşak da umursamıyor.

Korona günlerinde iki görüş çarpışıyormuş.

“Olması gereken kaygı” ile “aşırı kaygı”.

Elbet açık havaya ihtiyaç duyar insanoğlu, ama koşulları da göz önüne almalı.

Home office sözü bana çok modern bir deyim gibi gelirdi ama başıma geldi.

Ev yazarı diye bir kavram var mı acaba sözlükte.

SANATÇININ SANATÇIYA ÖVGÜSÜ

GÜLER SABANCI üniversitenin kuruluşunu anlattığı kitabında bir olaydan söz ediyor.

Yapacakları uluslararası bir toplantının kutlama gecesinde sahneye çıkması için Sezen Aksu’ya gidiyor.

Sezen Aksu, yabancıların geldiği bir gecede Sertab Erener’in daha uygun olacağını söylüyor kendisine. Sertab Erener de o gece başarılı bir konser veriyor. Sezen Aksu’nun bu jesti benim çok hoşuma gitti.

Haberin Devamı

KENDİ DOMATESİNİ YETİŞTİRMEK

DOĞANIN içinde bir hayatı hayal etmek bile bana aykırı geliyor. Genellikle şehirden uzak doğa içinde yaşayan dostlarımın ortak bir gerekçeleri var. “Kendi domatesimi yetiştiriyorum”.

Bir iftihar vesilesi.

Gene Hürriyet Pazar’da gidenler dönenler, dönmeyenler üzerine bir araştırma okudum.

Yıllar önce çok sevdiğimiz bir dostumuz Anadolu tarafında büyük bir çiftlik yapmıştı, göleti bile vardı.

Bazı arkadaşlarım doğa içinde yaşayarak zeytin topluyorlar, zeytinyağı sıkıyorlar. Sağ olsunlar bana da gönderiyorlar. Yakın yerdeki yazlığımıza bile gidince, İstanbul’daki kitaplarımı, uzunçalarlarımı, CD’lerimi düşünüyorum.

Acaba karavan bana daha mı uygun?

Haberin Devamı

Doğanın içine girip de ağaçlardan, otlardan pek zevk almam. Doğayı anlatan kitaplardan, müzik parçalarından bu zevkimi tatmin ederim.

Yaşar Kemal’in romanlarındaki doğa çeşitlemesi, şairlerin şiirleri, doğaya ait besteler, şarkılar, türküler benim tercihim.

Yazarın Tüm Yazıları