Paylaş
İnsanın belleğinde kalan adların başında benim için Yunus Emre gelir. Çünkü o, hayatın içindedir, kafamıza takılan maddi, manevi soruların yanıtını verir. Uhreviliğin dünyaya uzanan bağlantısıdır.
Uzun yıllar yurtdışında yaşayan, şimdi Türkiye’ye dönen İlhan Başgöz’ün ‘Yunus Emre’sini okurken, onun yüzyıllar ötesinden çağdaş dünyayı nasıl yorumladığını algılarız. Yunus üzerine birçok inceleme yapılmıştır, Başgöz o incelemeleri de değerlendirerek özgün yorumlar, saptamalar yapmış. Yunus Emre üzerine bildiklerimizi bu kitaptan sonra yeniden gözden geçirme gereksinimi duyacaksınız.
Yunus Emre
Yazan: İlhan Başgöz
Pan Yayınları
Hafif güldürünün, acı kınamanın örneği
“Yunus Emre bir halk şairi değildir. Yunus Emre’nin konuştuğu dilin halk dili olduğu yolundaki kanı da yanlıştır. Yunus’un dili çağının aydın sanatçısının dilidir. Bu dil bilinçli olarak halkın anlamasına açık tutulmuştur.”
“Derslerinde Gölpınarlı (Abdülbâki), Yunus Emre’nin mistikliğini kökü havada, dalları yerde bir ağaca benzetirdi. Biz o vakit bu benzetmeyi bir söz oyunu diye pek ciddiye almazdık. Yunus’u yeniden okuyunca, şimdi, gözlemin doğruluğunu daha iyi anlıyorum.”
Sabahattin Eyüboğlu ‘Yunus Emre’ için bakın ne yazmış: “Şairler şairi, insanlar insanı, garipler garibi, dostlar dostu, Türkmen kocası Yunus Emre’ye 1972 Türkiye’sinden selâm olsun.”
Yunus’un eseriyle toplum arasında bir bağ kurabilir miyiz? Başgöz’e göre ‘evet’ yanıtını verebiliriz: “Yunus Emre’nin eseri bize toplum yapısıyla şiir ilişkisini araştırmak için verimli bir kaynak sunar. Biz Yunus’un şiirinde, sosyal kurumları, ekonomik ilişkileri, değer yargılarıyla o çağın Türk toplumunun yansıtıldığı kanısındayız. Yunus bize hafif güldürünün, acı kınamanın ve kara yerginin de ilk örneklerini verir. Yunus’tan evvel edebiyatımızda böyle bir gelenek yoktur.”
Bazı yazarların okunurluğu zamansızdır, Yunus gibi...
Lise yaşamımda, liselerarası bir yarışmanın konusu, ‘Yunus Emre çağdaşımız mıdır?’ idi. Bu konuda Sabri Esat Siyavuşgil’i üniversitedeki odasında ziyaret etmiş, yazılı bilgi almıştım.
Bir şairin, başka öğeleri de içeren şiirlerinin ömrü -bir ideolojiyi, bir inancı taşıyorsa- ya kısa olur ya da insanlık yaşadıkça o da yaşar. Yunus’un bu özelliği çağdaşlığını sürdürür.
Her yazarın okunduğu bir dönem vardır, bazı yazarların okunurluğu zamansızdır, Yunus gibi. Özellikle pandemi döneminde Yunus’u her gün mutlaka okumalı. Yalnızlığın da çaresidir, düşünmenin de... Mutlaka alınması gereken bir kitap.
Yazarken üç kişiyi özlemle anıyorum. Elbette başta Bâki Hoca’yı (Abdülbâki Gölpınarlı), Sabri Esat Siyavuşgil’i, Bâki Hoca’nın Yunus Emre’sinin basılmasını sağlayan Altın Kitaplar Yayınevi sahiplerinden Dr. Turhan Bozkurt’u...
Paylaş