MUHİTTİN SERİN’in yazdığı Kemal Batanay (*) kitabının, Batanay’ın Ailesi ve Çocukluğu bölümünden birkaç satır okuyalım:
"Kemal Batanay, 6 Şubat 1893 (19 Recep 1310) Salı günü saat 10.00’da İstanbul Eskialipaşa Mahallesi’nde Hırka-i Şerif Camii yakınında bir evde doğdu. Diğer kardeşleri bestekár İbráhim Nûrettin (Ulueren) 3 Haziran 1894, Saide Hanım 27 Aralık 1896, meşhur heykeltıraş Zühdü (Müridoğlu) 28 Ocak 1906 tarihlerinde dünyaya gelmişlerdir."
Aynı ana babadan olan bu kardeşlerin soyadları niye farklı sorusunun eğlenceli öyküsünü nakledeyim.
Háfız Ziyaeddin Efendi (Kemal Batanay’ın babası), Müridoğlu soyadını almak istemiş, işgüzar nüfus memuru, inançlı bir cumhuriyetçi olarak, mürid, derviş devrinin bittiğini ona hatırlatmış, nüfus kütüğüne Ulueren yazmış, Kemal Batanay, bir nüfus kaydı sırasında, bürokratik zorluklarla karşılaşınca, memurun önerilerini reddettikten sonra, bitişiğindeki hanımın Doğanay soyadını aldığını duyunca, benimki de Batanay olsun, demiş. Zühtü Müridoğlu daha sonra mahkeme kararıyla Ulueren’i, Müridoğlu diye düzelttirmiş.
* * *
SOYADI Kanunu çıktıktan sonra, birçok kişinin başından bu tür şimdi gülünç gelen, ama o zaman can sıkan öyküler hep anlatılır.
Boyut Yayınları’nın sahiplerinden iki öz kardeşin de soyadı farklıdır.
Biri Abdullah Özkan, diğeri Bülent Özükan.
Bülent Özükan, okula kaydolurken, muhtarın yanlış yazması yüzünden, farklı bir soyadıyla biliniyor.
Soyadı konusu hálá devam ediyor, birtakım kişiler, bu soyadını bana Atatürk verdi, diyorlar. Cumhuriyet sonrasında, değişik zamanlarda, değişik soyadı kullananlar da ortaya çıkmış. Sevdiğim yazar Sadri Etem, Sadri Ertem, Sadri Ertem Ertem, imzalarını kullanmış.
Füruzan, soyadı kullanmıyor. Bir gün onunla televizyon programında bir prodüktörün, etrafında pervane gibi dönerek soyadını ısrarla öğrenmek istediğini anımsarım. Küçük İskender de soyad kullanmayan bir şair. Duyan var mı bilmiyorum.
Komet (Gürkan Coşkun), Bubi (David Hayon), Aloş (Ali Teoman Germaner). Cevdet Kudret, Fethi Naci, Tarık Dursun K.
Muhittin Serin’in Kemal Batanay kitabından bir başka gün söz edeceğim.
(*) Bestekár, Tambûri, Hattat, Háfız, Kemal Batanay, Muhittin Serin, Türk Hat Üstadları 3, Kubbealtı Neşriyatı-İstanbul Ticaret Odası.