Niyazı Sayın ile Necdet Yaşar Grammy ödüllerini kazansalardı

KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı’nın 2009 Kültür ve Sanat Büyük Ödülü, iyi neyzen Niyazi Sayın ile iyi tanburi Necdet Yaşar’a verildi.

Hak edilmiş ödüller, yalnız sanat dünyasında değil, toplumda da destek görür.

Haberin Devamı

Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen bir törenle, ödülleri sanatçılara verildi.

İkisi de sıklıkla dinlediğim ustalar. İkisi de icracılık haricinde, müziği çok iyi bilen müzik adamları.

Türk müziğine gereken ilgiyi, sevgiyi gösteriyor muyuz?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ödül töreninde yaptığı konuşadan bir bölümünü yazıma alacağım:

“Kendi sanatı, sanatçısına sahip çıkmayan bir toplumun istikbali karanlıktır. Kendi değerlerine, kendi musikisine yabancılaşan bir toplum, tarihinden uzaklaşan bir toplum geleceği de kurgulayamaz.

Avrupa’nın, Amerika’nın müzik listelerini ezbere sayan ama kendi müzik tarihinden üç bestekârın ismini sayamayan bir gençlik bana göre, bizler için sorumluluğun en önemli başlıklarından bir tanesidir.”

Haberin Devamı

* * *

BAŞBAKAN’IN söylediklerine katılıyorum, Türk müziğine başta devletin, sivil ve resmi kurumların da ilgi göstermesini istiyorum.

Zaman zaman holdingler Türk müziği CD’leri yapıyorlar ama bunu yeni yıl için ya da belirli günlerde armağan olarak belli kişilere gönderiyorlar, bu topluma yayılmıyor, hele genç kuşağın alım alanına giremiyor.

TRT’nin zaman zaman bu ustaların icralarını çalması, açıklamalı müzik programları yapılarak tanıtılması gerekiyor.

Gerçekten de, bu toplumda yaşayan birinin Niyazi Sayın ile Necdet Yaşar’ın adını bilmesi yetmez, onları mutlaka dinlemiş olması da gerekir.

Küresellik konusunda ben olumlu düşünüyorum, ama küresel anlayış her toplumun kültürünü dünyaya bağlama anlamına gelmez.

Dünya listeleri yayınlanıyor, televizyonlardaki çeşitli müzik programlarında o listelere göre parçalar çalınıyor, gazetelerde, dergilerde onlarla söyleşiler yayınlanıyor.

Ama bu iki ustaya hiçbir yayın organında rastladınız mı?

Ödül almaları bile bu yabancı duvarı yıkamıyor.

Bugün gazetelerde Grammy ödüllerini okuyacaksınız, hiç kuşkusuz klasik müzik bölümü olmaksızın.

Eğer Niyazi Sayın ile Necdet Yaşar, bu ödülleri kazanan isimlerden olsalardı, geniş biçimde basında, televizyonda yer alırdı.

Haberin Devamı

* * *

ÖDÜLDEN sonra Gonca Tokuz’un hazırladığı Tanburî Necdet Yaşar (Anılar-Dostluklar) kitabını tekrar okudum. Önsöz’ü, Niyazi Sayın tarafından yazılmış. O kısa yazıda, hem bir dostluğun hem nice üstadın öyküsü var. Hoş bir edebi deneme yazısı. Necdet Yaşar’ın hayatı, hakkında yazılar var.

Söyleşi bölümünü mutlaka okuyun, zamanın müzik ortamını da öğrenirsiniz.

Tanburî Necdet Yaşar kitabı, aramızdan ayrılan sevgili Onat Kutlar’ın bir yazısı ile bitiyor: “Tanburî Necdet Bey tarafından.”

Yazarken Niyazi Sayın ile Necdet Yaşar’ın birlikte doldurdukları CD’yi dinliyorum.

Albümün kitapçığında Niyazi Sayın’ın hayatını okuyun. İyi bir neyzen olduğu kadar, o bir ebru ustasıdır da. Asıl ney hocası, neyzen ve ressam Halil Dikmen’dir. Halil Dikmen’i Ahmet Hamdi Tanpınar’ın kitaplarından hatırlarsınız. Öğrencilerine Nühüft bestesinden söz ederken, onları alır Halil Dikmen’e götürür ve canlı dinletir.

Haberin Devamı

İki usta ödül almışken bir dileğimi de belirteyim. Niyazi Sayın-Necdet Yaşar-İhsan Özgen’in birlikte yaptıkları kayıtların da CD’lerinin yapılmasını isterim. Eğer onları dinleyebilirsek, emeği geçen herkese tek tek teşekkür edeceğim. Bu kayıtlar TRT’nin elindedir, onlar bunları yayınlayabilirler. Müziğe büyük hizmet olur.

* * *

İKİ büyük ustayı da kutluyorum.

 

Yazarın Tüm Yazıları