Paylaş
Gün geliyor aynı konuyu yazmaktan usanç geliyor. Elimi tuşlara götüremiyorum. Aynı konular, aynı sorunlar.
Yazımın başlığını görünce belki de okumayacaksınız.
Durun hemen karar vermeyin. Sevincimi bölüşmek istedim.
Nihayet Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi kuruluyormuş.
Adalar Kaymakamı ve Adalar Vakfı Başkanı Mustafa Farsakoğlu'nun verdiği bilgiye göre, yazarın bıraktığı ev yıkılmadan kurtarılacak, müzeye dönüştürülecekmiş.
Türk edebiyatının çok sevdiğim romancısı Hüseyin Rahmi Gürpınar çoğumuzun bildiği gibi Heybeliada'da yaşadı, orada öldü. Adanın girişinde bir de küçük büstü var.
Evin içindeki eşyayı talan ettikten sonra, orayı müze olarak düzenlemeyi başarabileceğiz.
Yılan hikáyesini özetleyince siz de şaşıracaksınız.
Bir zamanlar evin onarılıp Pen Yazarlar Birliği'ne verileceği söylendi, şimdiki başkan Alpay Kabacalı ile eski yönetim kurulu üyesi Sezer Duru bu konuda epey çaba harcadılar. Sezer Duru'dan projeyi çok dinledim.
Ev, 1964 yılında İl Özel İdaresi'ne verilmiş, 1983 yılında kütüphane ve müze amaçlı kullanılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilmiş, 1987 yılında kültür evi olarak kullanılması koşuluyla Adalar Belediyesi'ne tahsis edilmiş, Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü'nün 1996 yılında, Gürpınar'ın evinin müze olarak düzenlenmediği ve herhangi bir çalışmanın başlatılmadığı yönünde verdiği rapordan sonra, Kültür Bakanlığı, Adalar Belediyesi'ne tahsisi kaldırmış, Kaymakamlık işe el koymuş, iyi de etmiş.
***
FARSAKOĞLU'nun anlattıklarını size de ileteyim. Şimdiye kadar yapılan utanç verici işlere bir son verelim. Girişimi de destekleyelim:
'İlk önce yazarın Heybelida Halk Kütüphanesi'nde bulunan kitapları ve özel eşyası alındı.Kolilere rastgele doldurulmuş kitapların bazılarını kurtlar ve böcekler yemişti.Kurtarılabilen kitaplar ise temizlendikten sonra onarıldı ve tek tek kayda geçirildi. Çöp torbalarına doldurulan Gürpınar'ın giysi, örtü, minderleri ve kendi elişi ürünlerinden de kurtarabildiklerimizi onardık. Ayrıca kullandığı yemek odası, oturma grupları ve yatağını temizledik. Halıları da, öğrenci ve öğretmenlerimizin yardımıyla kendi adını taşıyan okulda yıkadık. Müzeyi yazarın doğum günü olan 18 Ağustos'ta açmayı düşünüyoruz.
Tabii bu arada yazarın kemanı ve piyanosu sırra kadem basmış. Bazı değerli eşya kapanın elinde kalmış.
HÜSEYİN Rahmi Gürpınar'ın ölüm tarihi 1944, demek ki yarım yüzyıldır bu müze işini çözemedik. Adamın bıraktığı evi yaşatamıyoruz. Edamıza bakanlar da Anıtkabir yaptığımızı sanır.
Ben bir Edebiyat Müzesi'nin kurulmasından yanayım. Herkesin özel evi olamayacağına göre, bu müzede yazarların el yazıları, kişisel eşyası, daktiloları, kullandığı kağıtlar, mektupları, eserlerin oluşumunu gösteren notlar, müsveddeler sergilenmeli.
Böyle bir müze kurulursa bir çok kişi ellerinde bulundurdukları özel arşivi buraya armağan ederler. Etmeleri de gerekir.
***
SAYIN Mustafa Farsakoğlu'nun verdiği 18 Ağustos tarihini ajandama kaydettim.
Umarım verdiği sözü yerine getirir bizi bu ayıptan kurtarır.
Heybeliada'da yaşayanlar !
Adanızı onurlandıran Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın müzesi için bir yardım kampanyası başlatın.
Orada yaşayanların büyük yazara borçlarını ödeme günüdür.
Paylaş