CUMARTESİ günü Antalya’da ‘Neyi niçin okumalıyız’ sorusu üzerine öneriler ve çeşitlemelerden oluşan bir konuşma yaptım.
Toplantıyı Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı düzenlemişti. Kütüphane yapmak isteyenlerden tutun, genç kuşak okurlara kadar hemen her gün en az on e-posta’da bu soruyla karşılaşıyorum. Elbette teker teker kitap adı yazmanın, bir liste vermenin zorluğunu, zaman zaman da anlamsızlığını söylemeliyim. Biliyorum, uzmanlık dışında okumalara ne kadar az zaman ayrıldığını, televizyonun, DVD’lerin, sinemanın, internetin baştan çıkarıcılığının kitaptan okurunu uzaklaştırdığını unutmamak gerekiyor.
DİNLEYİCİLERİM arasında emekli ve halen okulda görev yapan edebiyat öğretmenleriyle bilgi alışverişinde bulundum, görüşlerimizi paylaştık, onların uygulamada karşılaştıkları zorlukları öğrendim. Hepsi de öğrencilerine ilk okumaları gereken kitapları salık veriyorlar. Elbet bunlar da klasikler ama dünü okuyanlar bugünden uzak kalamazlar, onun için en azından çocuklara, öğrencilere, kitap okuma haritası isteyenlere iki yollu bir liste vermek gerekiyor. Klasikler ve bugünün yazarları. Çünkü insanlığın eskimeyen, yüzyıllar boyu süren kültürünü, beğenisini klasiklerden okuyacaksınız ama yaşadığınız toplumu, bugünü, günümüzün kitaplarından öğreneceksiniz. Bizim zorluğumuz okul kütüphanelerinin eksikliği ve mahalle kitaplıklarının bulunmaması. Her zaman yazıyorum. Binlerce kişilik siteleri yapan müteahhitlere mutlaka bir de kütüphane yapma zorunluluğu koymalı. Mahalle kütüphaneleri açılmazsa, çocuklara, öğrencilere okuma alışkanlığını nasıl vereceğiz. Her evde, özellikle Anadolu kentlerinin birçoğunda evlerde kitaplık ne arar? Hangi parayla aileler kitap alacak?
OKUMA tavsiyelerinin siyasal, toplumsal yanını da ihmal etmemeli. Türkiye’de yazarların durumunu, çektiklerini, onların yapıtlarından okumalı. Bu hem edebiyat beğenimizi geliştirir hem de Türkiye’nin siyasal, toplumsal durumunu anlamamızı sağlar. Ayrıca inanıyorum ki, darbeleri, baskıları bilim kitaplarından, sosyoloji incelemelerinden okuyup öğrenirsiniz ama belleğimizde iz bırakan, bunu dile getiren edebiyat yapıtlarıdır. 27 Mayıs’tan tutun -ki bir çok sol kitap 27 Mayıs’tan sonra yayınlanabilmiştir- 12 Mart, 12 Eylül dönemlerini, 6-7 Eylül olaylarını edebiyattan okumalısınız. Ama genç biri için ben ilk alınacak kitapların antolojiler olduğuna inanırım. Şiir, öykü, deneme, eleştiri antolojileri ona seçme, bireysel edebi beğenisini geliştirme olanağı sunar.
DİNLEYİCİLERİN, edebiyat öğretmenlerinin, ana-babaların kitap okutmak için gösterdikleri çaba, verdikleri emek beni çok mutlu etti. Ayrıca genç dinleyicilerden bir çok e-posta aldım, seçilecek kitap konusunda sorularını iletiyorlardı. Yarının bilinçli, bilgili kuşağı için umutluyum.