Mutluluğu değil acıyı çizdi

ABİDİN DİNO, 10 yıl önce, kalemini, fırçasını bıraktı. Artık o güzel elleri hareketsiz.

Názım Hikmet, ona, ‘‘Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?’’ diye sormuştu.

Yanıtını bilmiyorum, ama Abidin Dino, acıyı çizdi.

Teşvikiye'deki Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde sergilenen eserlerinde onun, ‘‘acıyı nasıl çizdiğini’’ gördüm.

Sergi mekánı birden, bir hastane odasının soğukluğuna büründü.

Acının bedeni yaraladığını, ama ruhun zırhını delemediğini gördüm.

Bir ressam yazar da olunca, ‘‘acıyı çizmek’’ onun gözünde eksik kalıyor, çizgiyi metinle tamamlıyor. Belki ikisinin tek başına eksik bıraktığı duyguyu, izlenimi birlikte tamamlıyorlar.

Abidin Dino'nun sergilenen ‘‘acıyı çizmek’’ desenleri, 1967 yılında Montpelier'de Saint-Charles Hastanesi'nde geçirdiği böbrek ameliyatı sırasında yaptıkları.

Názım Hikmet'i anlatırken, o da benim gibi hareketliydi, diyor. Hasta yatağında bile çizgiden mutluluğu yakalamanın çizgi eşlikçisi satırlar:

‘‘Arada, iğnesiz elimle biraz resim çizdim, iyi geldi...’’

Ona şifa kaynağı, Güzin Dino'ydu.

‘‘Hastabakıcı bugün hastalık tabelama sana sevgimin grafiğini çizdiyse, doktor ürkecek!’’

Güzin Dino'
suz Abidin Bey'i düşünemedim. İlk tanıştığım, evlerine ilk gittiğim gecenin görüntüsü hep bellek albümümde yaşadı...

Evliliklerinin 50. yıldönümünde çekilmiş fotoğraf önümde. Birbirlerine öyle güzel bakıyorlar ki. Tarih 1993 Eylül. Abidin Dino, gelecek aralık ayında artık Güzin Dino'nun o çok sevdiği gözlerine bakamayacak.

* * *

‘‘Acıyı çizmek’’
kitabının başındaki Sunu, çizgilerin öyküsü. Onun ruh halinin günlüğü ya da tutanakları...

‘‘Odama dönünce resim çiziyorum. Karikatüre kaçıyor biraz. Olsun. Acılara, korkulara, albastılara gülmek gerek.’’

Hasta yatağında resmi ve resmi sevenleri anlatıyor gene.

‘‘Odacı Gerard, şirin, güneyli bir delikanlı. Çok da resim meraklısı. Bana demin bir resim getirip gösterdi.

Ayol bu bir Degas! dedim.

Büyükbabam Degas'nın arkadaşıydı, ondan miras kaldı.

Gerard, odaları silip süpürüyor ama Degas'yı satmıyor. Gerard'a güzel bir el resmi hediye etmem lazım.’’

Çizgiler için, sanatsaldan çok yaşamsal nitelikleri olduğunu söylüyor.

Güneşli bir İstanbul öğleden sonrasında Abidin Bey için bunları yazmak, yaşamakla ölmek arasındaki gelgitlerin yaşandığı bir hastane odasında her an değişen renk tonlarını görmek...

* * *

‘‘Acıyı çizmek...’’
Mutluluktan daha mı zor acaba, yoksa daha mı insana yakın...
Yazarın Tüm Yazıları