MSGSÜ, İMÇ’deki eserleri koruma altına aldı

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) bugün saat 11.00’de İMÇ’de yapılacak bir törenle İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’nda (İMÇ) bulunan sanat eserlerinin koruma altına alınacağını açıklayacak.

Haberin Devamı

MSGSÜ Rektörü Prof. Dr. Handan İnci Elçi imzalı yazı girişimi özetliyor:

“Türk sanatının 9 seçkin eseri 55 yıldır İMÇ’de hayatımıza değer katarken çok yıprandı, çok hırpalandı.

Ve şimdi sıra bizde.

Eren Eyüboğlu’nun, Füreya Koral’ın, Sadi Diren’in, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun, Kuzgun Acar’ın, Nedim Günsür’ün, Yavuz Görey’in, Ali Teoman Germaner’in elinden çıkmış birbirinden kıymetli seramiklerin, heykellerin, mozaiklerin elli beş yıllık yorgunluğunu gidermek, zamanın izlerini silmek, daha çok yaşamalarını sağlamak için sıra bizde.

MSGSÜ, İMÇ’deki eserleri koruma altına aldı

Geçmişi yüzyıllara dayanan arasta ve kapalı çarşı geleneğimizin çağdaş bir örneği olan İstanbul Manifaturacılar Çarşısı (İMÇ), modern Türk mimarisinin en önemli yapılarından biridir.

Haberin Devamı

1950 ortalarına doğru şehrin giderek büyümesiyle birlikte Sultanhamam çevresindeki manifaturacılar, artan iş hacimlerine bağlı olarak yeni bir mekân arayışına girerler.

MSGSÜ, İMÇ’deki eserleri koruma altına aldı

Dönemin İstanbul Belediye Başkanlığı’nın kendilerine Fatih semtindeki bu bölgeyi teklif etmesi üzerine, Manifaturacılar Kooperatifi tarafından parsel satın alınır ve ihtiyaca uygun çağdaş bir çarşı tasarımı için 1960 yılı başında yarışma açılır.

Yarışmayı Doğan Tekeli, Sami Sisa ve Metin Hepgüler’den oluşan mimar ekibinin projesi kazanır.

Bozdoğan Kemeri’nin altından Haliç’e uzanan, birbirine eklenerek aşağı doğru akan bloklardan oluşan bu proje, çevreyle sağladığı uyumla İstanbul’un topografyasına ve mimari üslubuna zarifçe eklenen çok nitelikli bir çarşı yapısı olarak 1967 yılında hizmete açılır.

Şehrin ekonomisine güçlü bir katkı sağladığı gibi tasarımıyla da çağdaş mimarlık tarihimiz için değerli bir referans oluşturan İMÇ bloklarının İstanbul açısından önemli bir kazanımı ise projede sanat eserlerine yer verilmesidir.

Haberin Devamı

MSGSÜ, İMÇ’deki eserleri koruma altına aldı

O dönemlerde yürürlüğe giren ve devlet binalarına yapı maliyetinin yüzde ikisi kadar sanat eseri konmasını hükme bağlayan kanundan ilham alan mimar Doğan Tekeli’nin girişimiyle bu düşünce İMÇ’ye de uygulanır. Böylece İstanbul, birbirinden kıymetli dokuz sanat eseri kazanır.

İMÇ bloklarının içinde konumlanan bu dokuz eserin hemen hepsi, bundan 140 yıl önce “Sanâyi-i Nefîse-i Şahâne” adıyla kurulan ve yoluna Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olarak devam eden üniversitemize bağlı sanatçıların elinden çıkmıştır.

Zaman içinde İMÇ mimarisinin ilk projesinden nispeten uzaklaşarak bazı nitelik kayıplarına uğraması gibi, açık alandaki sanat eserlerimiz de gerekli bakımlar yapılamadığı için yıpranmış ve bugün örneklerini açıkça görebileceğimiz hoyrat uygulamalara maruz kalmıştır.

Haberin Devamı

Ülkemizin en köklü ve eski sanat üniversitesi olmasının yanı sıra, sanatçılarıyla taşıdığı organik bağ nedeniyle de bu eserler üzerinde manevi hak ve sorumluluk hisseden üniversitemiz, bakımsız halleri bir süredir kamuoyunda ciddi ve haklı eleştirilere neden olan sanat eserlerimize sahip çıkmak, gerekli onarımları yapmak ve sürdürülebilir koruma önerileri getirmek amacıyla girişimde bulunmuştur.

İMÇ Yönetimi ile yapılan ön görüşmelerde kendileriyle işbirliği yapma talebimizin kabul edilmesinin ardından, ülkemizin alanında tek yüksekokulu olarak 2021 yılında faaliyete geçen Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Yüksekokulu’nda görev yapan akademik kadroların kontrolünde yürütülecek bir konservasyon ve restorasyon projesi için Kültür ve Turizm Bakanlığımıza yaptığımız başvuru kabul edilmiş, Bakanlığın desteği sayesinde hedeflenen iyileştirme ve koruma çalışmasında süreci başlatma aşamasına gelinmiştir.”

Haberin Devamı

T. S. HALMAN ÇEVİRİ ÖDÜLÜ SÜLEYMAN DOĞRU’NUN

İKSV tarafından Talat Sait Halman adına düzenlenen Çeviri Ödülü’ne bu yıl Mario Vargas Llosa’nın ‘Dünya Sonu Savaşı’nı Türkçeye çeviren Süleyman Doğru değer görüldü.

Ödül gerekçesi şöyle:

“İKSV Seçici Kurulu, 2021 Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’ne Perulu romancı Mario Vargas Llosa’nın 1981 tarihli çetrefilli, çok katmanlı tarihi romanı ‘Dünya Sonu Savaşı’nı Türkçeye olağanüstü bir sabır ve yaratıcılıkla çeviren Süleyman Doğru’yu layık bulmuştur.

Yıllardır çok sayıdaki kitabı Can Yayınları tarafından İspanyolcadan Türkçeye çevrilen 2010 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar Mario Vargas Llosa’nın dört büyük tarihsel romanından biri olan ‘Dünya Sonu Savaşı’, bizi kuraklığın ve köleliğin pençesinden kurtulmaya çalışan 19. yüzyıl Brezilya’sında yoksulları dini söylemleriyle sürükleyen karizmatik bir figürün, aşırı dinci Vaiz Antônio’nun dünyasıyla tanıştırıyor.

Haberin Devamı

Dünyanın sonunun geldiğini vaaz eden, ihtişamlı ve acımasız Brezilya İmparatorluğu’nun çöküşünü şeytan ve karanlık dış mihrakların bir oyunu olarak açıklayan Antônio, onu ölümüne destekleyen taraftarlar ediniyor. Takipçilerinin devletin askeri güçleriyle mücadeleleri, gittikçe acımasızlaşan bir şiddet sarmalı yaratıyor.

Tarihin motifleri içinde bireyin sancılarını ve özgürlük mücadelelerini resmetmenin ustası Mario Vargas Llosa’nın bu kitabını Şilili romancı Roberto Bolaño onun başyapıtı olarak nitelendirmiş, Amerikalı eleştirmen Harold Bloom ise Batı kanonunun yapıtaşlarından biri olarak tarif etmişti.

Süleyman Doğru, epik sahneleri, karmaşık diyalogları, yoğun karakter çözümlemeleri ve kılı kırk yaran tarihi detaylarıyla 850 sayfayı aşan bu büyük 20. yüzyıl romanını Türkçeye çevirirken hem İspanyolca hem Portekizceye olan hâkimiyetini göstermiştir.

Doğru, yer ve kişi isimlerini Portekizce vererek kitapta yansımasını bulan kültürel bir ayrışmaya yerinde bir çözüm bulmuş, diyalogları ve tasvirleri çevirirken hem orijinal metne sadık hem yaratıcı olmayı başarmıştır. Sözcük seçimleri, şiirsellik, ima ve mecaz gibi unsurların hakkını vermiş, Vargas Llosa’nın diline ve üslubuna, tasvir ettiği dünyanın kültürüne hâkim bir çevirmen olarak yazarın kullandığı dille uyumlu bir ritim tutturmuştur. Doğru, bu girift metindeki Hıristiyanlıkla ilgili kavramları ve terimleri Türkçeye taşımaktaki başarısıyla da övgüyü hak etmektedir. Bütün bu becerileriyle, teknik ve estetik açıdan İspanyolcadan Türkçeye çevrilen roman külliyatına benzersiz bir katkı sunmuştur.”

Yazarın Tüm Yazıları