Doğan Hızlan: Mizah edebiyattan sayılır mı

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

KİTAP-LIK dergisinde ( temmuz-ağustos sayısı) Oğuz Aral'ın yönettiği Atilla Atalay, Selçuk Erdem, Tuncer Erdem, Metin Üstündağ'ın katıldığı bir açık oturumda; çok konuşulmuş, çok yazılmış ama üzerinde bir anlaşmaya varılamamış gerçekten çok önemli bir konu tartışılıyor:

Edebiyatçıların mizaha, mizahçılara bakışında çok az dozajda da olsa bir küçümseme var mı ?

Oturum yazısının başlığı; Metin Üstündağ'ın keskin, doğruluk payı tartışılır ama hoşuma giden bir cümlesi:

Mizahı Edebiyatın Pavyonu Gibi Görüyorlar.

Giriş notu'nda yazılanları okuduktan sonra, adı geçen yazarlara bir de mizahın lensiyle bakabilirsiniz:

'Mizahın edebiyatla olan akrabalığı bugüne dek pek incelenmemiş, araştırılmamış. Oysa Çehov, Gogol, Shakespeare, Salinger, Sait Faik, Orhan Veli, Ahmet Hamdi Tanpınar, Oğuz Atay gibi beğenerek okuduğumuz pek çok yazarın yapıtlarına sızmış önemli ve oldukça ciddi bir konu mizah.'

Oğuz Aral, oturumun açış konuşmasında, konuya göbekten giriveriyor:

'Mizahla ilgilenmek edebiyatçılardan ya da mizahçılardan çok felsefecilerin işi.'

Acaba bu yüzden mi (!) edebiyatçılar hem mizahtan yararlanıp hem de onu ciddi bir kardeş saymıyorlar ...

Oturumda; mizahın tanımı, boyutları, işlevi, kimliği üzerine gerçekten çok igi çekici, sizi yeniden düşündüren, yorumlarla karşılaşacaksınız, yorum yapacaksınız.

Mizah deyip de geçenler, onun ardındaki felsefeyi oturum konuşmalarında bulacaklardır.

* * *

OĞUZ ARAL, halledilmeyen meseleyi bir kez daha oturumcuların önüne sürüyor.

Hadi bakalım, demeye getiriyor. Gün bugün, mizah-edebiyat kavgasını burada çözün, edebiyatın mizahı küçümsemesine müsaade etmeyin.

Evet, şöyle diyor:

'Amaçları farklı edebiyatçıyla mizahçının. Fakat en büyük edebiyatçılar bile mizahı niye sürekli kullanmak zorunda kalmışlardır, mizahçı olmadıkları halde? Çünkü mizahçı olsalar edebiyatçı olmaları bana zor geliyor.'

Keskin ayrımlardan yana değilim. Mizahı, edebiyat türü sayanlardanım, edebiyatın dışına taşımaya karşıyım.

Belki onu da kendi türü içinde bağımsız değerlendirmeyi savunabilirim.

Metin Üstündağ, sevdiğim, okuduğum bir yazar. Onu ben edebiyatçılar içine alarak oturumu bölmeyi deneyeceğim. Bunu söylemekle bir iltifatta bulunduğumu sanmayın. Kendi grubuma çekmekten gizli bir haz duyuyorum. Üstelik Oğuz Aral'ı kızdıracağımı bildiğimden, Metin Üstündağ'ı mizahtan edebiyata kaçırma isteğim artıyor.

Metin Üstündağ'ın bana biraz zalimce gelen yargısının konuşulmasından, cevaplandırılmasından yanayım. Tamamen yanlış da değil:

'Mizahı edebiyatçıların çok ciddiye aldıklarını sanmıyorum. Edebiyatçılar işlerine geldiği zaman mizahı kullanıyorlar. Mizahı edebiyatın pavyonu gibi görüyorlar.'

Ben böyle görmüyorum.

Acaba Metin Üstündağ'a mı cevap veriyor Selçuk Erdem.

' Edebiyatçıların bizi ciddiye almaması gibi bir rahatsızlığımız varsa, o zaman biz komik oluyoruz, çünkü biz zaten ciddiye alınmak istemiyoruz ki.'

* * *

ŞİMDİ tartışmanın zamanıdır.

Edebiyatçılar da, mizahçılar da konuşsun.

Sonuç alınmazsa da yeni düşünceler zihnimizi açabilir.

Yazarın Tüm Yazıları