Paylaş
Deniz Alphan’ın Mutfakta Erkek Var kitabını görünce aklıma rahmetli halamın bir övgüsü geldi.
Çok güzel yemek yapan büyük teyzemin yemeğini yedikten sonra, halam ona bakın ne derdi?
“Mehlika, aynı erkek aşçı gibi yemek yapıyorsun.”
Bu söz belleğime yerleşti, iyi aşçıların erkek olduğu kanısı bende hâlâ yaşıyor. İnanıyorum ki benimle aynı kanıda başka insanlar da vardır.
Kitabın tam adı, ‘Lezzetli Sohbetler ve Satır Aralarında 100’ü Aşkın Yemek Tarifi’.
Deniz Alphan, kitabın özelliği üzerine kısa bir açıklama yapmış:
“Yemek pişirmek kadın işi mi, yoksa erkek işi mi? Dünyadaki aşçı sayısına bakacak olursak ezici bir çoğunlukla erkeklerin önde olduğunu görmek hiç de zor değil. Kadın aşçıların sayısı gün geçtikçe artsa da aşçı deyince şüphesiz akla erkekler gelir. Ama kadınların dünyada doyurduğu nüfus sayısı söz konusu olunca da erkeklerin esamisi bile okunmaz.”
Arkadaşlarımız alışılmış deyişle söylersek, ellerinin hamuruyla kadın işine girişmişler.
Gerçi eski ağır yemekler artık yapılmıyor ama benim gibi birçok kimse boğazına düşkün olmaktan vazgeçmiyor.
Benim hocam rahmetli Prof. Dr. İsmet Sungurbey’in babası da “Kadın mutfak meleğidir” dermiş.
Alphan’ın kitabında kimler konuşmuş ve kimler yemek tarifi yapmış:
Arman Kırım, Ali Manisalı, Hasan Deniz, İsmet Berkan, Koray Malhan, Mario Levi, Ali Poyrazoğlu, Bülent Korman, Cem Mansur, Tuğrul Şavkay, Mehmet Y. Yılmaz, Meriç Köyatası, Murat Belge, Cenk Sönmezsoy, Faruk Malhan, Nesim Bitran, Murat Morova, Ferzan Özpetek, Nazar Büyüm, Ferhat Boratav, Mustafa Alabora, Memet Ali Alabora, Gökçen Adar, Görgün Taner, Oray Eğin, Reşit Soley, Selahattin Duman, Yankı Yazgan, Mehmet Barlas.
Biliyorsunuz, Fransızların iyi lokantaların yer aldığı bir Michelin Rehberi vardır. Bence bu lokantalarda, kitapta yer alan arkadaşlarımızın son derece başarılı olacağına inanıyorum.
TUĞRUL ŞAVKAY FAKTÖRÜ
Kitap rahmetli arkadaşımız Tuğrul Şavkay ile başlıyor.
O yalnızca iyi yemek yapan, yemekten anlayan bir lezzetçi değildi, o bir yemek filozofuydu.
Onun düzenlediği nice açılışlarda, midemizin lezzetiyle beynimizin lezzeti buluşurdu.
Tuğrul’u anan yazıdan bir bölüm mutlaka bu yazıda bulunmalıdır:
“Tuğrul Şavkay’ı tanımasanız da muhabbeti bol lezzetli bir sofrada ona da bir kadeh şarap kaldırın, o bunu fazlasıyla hak eden biridir.
Bugün yeme-içme meselesine kafa yormaya başlanılmışsa, yemek kültürüne ilgi gösterme trendi yükselişteyse bunda şüphesiz Tuğrul Şavkay’ın payı çok büyüktür. Günlük gazetelerde yemek yazarlarına köşeler açılmışsa, bir aşçının başarısı, bir lokantanın açılışı haber olabiliyorsa, yemek dergileri yayımlanıyorsa bu çorbada Tuğrul’un da tuzu var demek bence yetersiz kalır çünkü çorbayı bütünüyle o pişirdi denebilir. Malzemesini hazırladığı ve tam da pişirmeye yetişemediği bir diğer proje ise gastronomi ve mutfak sanatlarını Türkiye’de de üniversite seviyesinde bir eğitim haline getirmek oldu.
Tuğrul, sevenlerinin çok özlediği biridir. Çıtır bir simitte, yıllanmış bir İrlanda viskisinde, Baudelaire’in bir şiirinde, ilkbaharın sunduğu ızgara uykulukta, Mozart’ın operalarında, kısacası güzel olan, insanın damağını ve ruhunu besleyen ne varsa, onda Tuğrul’dan da bir parça vardır. Bunların tadına varabilen herkes, Tuğrul ile hâlâ aynı sofrayı paylaşıyor demektir.”
HANIMLAR İSTİRAHAT ETSİN
Tarif edilen yemekleri hiç kuşkusuz deneyeceksiniz, hanımlara istirahat düşüyor.
Bence kitabı alacak kadınların hepsi, evdeki erkeklere bu kitabı verip yemekleri onlara yaptırsın, böylece teoriyle pratik arasındaki uyuşmayı veya uyuşmazlığı da test etmiş olurlar.
Sözgelimi Ferzan Özpetek’ten Sarmısaklı Spagetti; hem kolay hem lezzetli bir yiyecek olarak ilk uygulama olabilir. Ama baştan söyleyeyim böyle kolay görünen tarifler aslında kıvamı tutturabilmek meselesidir, ki en zoru da odur!
Mehmet Y.Yılmaz, “Elimde sihir var, bardağa su koysam lezzeti başka olur!” diyor.
Bu sözü okuyunca, doğru olup olmadığını anlamak için Lagos Buğulama’yı yapmayı deneyin.
Başka alanlardan tanıdığınız arkadaşları, mutfakta görmek eğlenceli olsa gerek.
Tabii tarifleri uygulamadıkça, ustalıkları konusunda bir şey söyleyemem.
Söyleşiler kitaba çok ayrı bir lezzet veriyor.
Yemeği yemesek de olur, dedirtecek güzellikte.
Damağına düşkün herkesin başucu kitabı. Haydi erkekler mutfağa!
Sarmısaklı Spagetti
Çok basit bir sarmısaklı spagetti yapıyorum, onu herkes beğeniyor. Bu spagetti zeytinyağı, kırmızı biber ve sarmısak üçlüsü ile yapılır. Makarnayı kaynar suya atmadan önce bir tavaya zeytinyağını koyarsınız ve 5-6 parça sarmısak ile kırmızıbiberi eklersiniz. Parça kırmızıbiber daha da iyi olur. Ayrıca biraz da toz eklersiniz. Onlar çok hafif kavrulur. Bir yandan da makarnayı kaynar suya atınca, öteki taraftan da bayat ekmek parçalarını ufalayıp biraz da galeta ununu biberli zeytinyağının içine atıyorum. Onlar yağın içinde tam kıtır kıtır olurken, o süzdügüm spagettiyi de içine atıp karıştırıyorum. Vallahi parmaklarınızı yersiniz.
Paylaş