Listelere bakın ama onlara da sadık kalmayın

MİLLİYET Gazetesi’nde 07 Temmuz 2009 tarihli bir haber dikkatimi çekti. “Tüm zamanların en iyi kitabı Savaş ve Barış” başlıklı haber şöyleydi:

Haberin Devamı

“ABD’de yayımlanan haber dergisi Newsweek, ‘tüm zamanların en iyi 100 kitabı’ listesini yayımladı. Liste, aralarında İngiliz Daily Telegraph ve The Guardian gazeteleri ile Amerikalı talk show sunucusu Oprah Winfrey’nin Kitap Kulübü’nün de bulunduğu 10 farklı en iyi kitap listesinin tercihlerine dayanarak oluşturuldu. Newsweek’in ‘listelerin listesi’ olarak nitelendirdiği sıralama, farklı kitapların söz konusu 10 listede ne kadar sıklıkla ve üst sıralarda yer aldığına göre belirlenen bir puanlama sistemiyle hazırlandı. Sadece İngilizce yazılan ve İngilizceye çevrilen kitaplara yer veren 10 listenin ‘farklı okur tercihlerini yansıttığının varsayıldığı’ belirtildi.”

En iyi, en çok okunan gibi başlıkları taşıyan kitap listelerine bakarım ama okuma güzergâhımı onlara göre tayin etmem.

Haberin Devamı

Milliyet Gazetesi’nde yayınlanan “Tüm zamanların en iyi kitabı Savaş ve Barış” haberindeki listeyi okuyunca da ilk itirazım Türk edebiyatı adına oldu. Açıkçası listeyi yabancı okurlar için bile aldatıcı, yanıltıcı buldum.

Gerçekte bütün edebiyat dünyasını kısıtlıyordu: “İngilizce yazılan ve İngilizceye çevrilen...” Liste bence fazlasıyla Amerikan bakış açısını yansıtıyordu.

Geçtiğimiz senelerde ülkemizde de yayınlanan bir kitap geldi aklıma, “Ölmeden Önce Okumanız Gereken 1001 Kitap”. Eleştiri, tanıtma ve biyografiler toplamı bir kitaptı. Elbette yararlanılacak bir kaynak. Ancak listede yer alan, okurlara salık verilen kitapların bir bölümü Türkçeye çevrilmeyen yapıtlardı. Aynı tarihlerde Notos Dergisi de böyle bir anket düzenlemiş ve Türk yazarlarından seçilmiş bir liste oluşturmuştu.

Haberde yer alan farklı okur beğenilerini yansıtan listelerden oluşturulması ve yine farklı beğenileri yansıttığı iddiasını da pek inandırıcı bulmadım ben. Liste ortak bir beğeninin sonucudur bence.

Okur ve edebiyat beğenisini standartlaştırma girişimi olarak görürüm listeciliği. Milli Eğitim Bakanlığı da “100 Kitap” için bir kurul oluşturmuştu, ben de vardım bu kurulda. Biz de söz konusu listeyi hazırlarken, yaşayan yazarları listemizin dışında tutmuştuk.

* * *

Haberin Devamı

NEREDEYSE Fransız edebiyatının büyük ustası Andre Gide’e hak vereceğim.

Ne demişti?

“Sevmem o kitabı, okuru çoktur.”

Liste üzerine, kaale almanızı önereceğim iki yaklaşımım var.

Birincisi; okurlar Nobel Edebiyat Ödülü’nü fazla belirleyici bir etken olarak göz önünde bulundurmamış.

İkincisi ise, her ülkenin dili, okurun seçimini etkileyen en birinci öğedir.

Bizim kurulumuzun seçtiği “100 Kitap” Türk edebiyatı konusunda okuru epeyce bilgilendirecek adlardan oluşuyordu.

Beni üzen noktalardan birisi de, listede tek bir Türk yazarının bile bulunmaması. En azından iki yazarımızı bu listede görmek isterdim. Yaşar Kemal’i ve Orhan Pamuk’u.

Türk okurları bu tavsiyelere bir göz atsınlar ama kendi beğenilerine, bilgilerine, birikimlerine öncelik tanısınlar.

* * *

Haberin Devamı

KENDİ ülkesinin edebiyatını bilmeyen, dilinin tadına varmayan bir okur nitelikli bir okur olamaz. 

Yazarın Tüm Yazıları