SAMSUN İBRAHİM TANRIVERDİ SOSYAL BİLİMLER LİSESİ’nde 4-5-6 Nisan günlerinde yapılan 2. Uluslararası Samsun Sosyal Bilimler Sempozyumu’na katıldım. Konu, Doğu/Batı başlığını taşıyordu.
Türkiye’nin çeşitli illerinde açılan Sosyal Bilimler Lisesi, öğrencilerini bilgili, çağdaş, birey olarak yetiştirmeyi amaçlıyor.
Sempozyum davetiyesinin altında iki imza vardı:
Erdoğan Tok (İlkadım Belediye Başkanı) ve Dinçer Ateş (Okul Müdürü).
Sempozyumun genel koordinatörlüğünü de sevgili dostum Prof. Yavuz Demir üstlenmişti.
Birçok üniversiteye konuşma yapmaya, sempozyumlara gidiyorum. Bu kez lisede yapılacağı için ilgi çekici geldi.
Gerçekten de öğrencisiyle, dinleyicisiyle, öğrenmek isteyen bir topluluk vardı salonda.
Doğu/Batı, Tanzimat’tan beri tartışılan, her zaman gündemde kalan bir konu. Doğu kültüründen Batı’ya geçmiş bir toplumda, hiç kuşkusuz her zaman bu konuda değişik, hatta karşıt düşünceler ortaya atılacak ama kesin bir çözüme varmak mümkün olmayacak.
OTURUMA KİMLER KATILDI
OTURUM başkanları Prof. Dr. Necat Birinci, Prof. Dr. Yavuz Demir, Prof. Dr. Celál Tarakçı, Prof. Dr. Mehmet Bekároğlu idi.
Katılımcı listesi aşağıdaki adlardan oluşuyordu:
Ben, Rasim Özdenören, İskender Cüre, Şaban Sağlık, Dinçer Ateş, Robert D.Vivian, Sadık Yalsızuçanlar, Dursun Ali Tokel, İdris Akdim, Kurtuluş Kayalı, Burhanettin Tatar, Ali Utku, Bülent Sönmez, Mehmet Aydın, Haluk Gerger, Hayri Kırbaşoğlu, Nuray Mert, Cem Somel, Şahin Köktürk.
Bir İmparatorluktan cumhuriyete geçişin kültürel serüvenini bilmeden, başta siyasî olmak üzere, toplumsal verileri doğru değerlendirmek mümkün değildir.
Doğu/Batı, ikisini bir arada yaşadık. Batı müziğiyle, Batı’dan aldığımız yazı türleriyle, zaman zaman uzlaştık, zaman zaman da hesaplaştı.
Ben bu iki kavrama da aynı yakınlıkla bakılıp eleştirel bir sonuca varılmasından yanayım.
Gelenek sadece Doğu mudur? Batı’nın geleneğine nasıl bakacağız?
Ne yazık ki biz gelenek denince hep Doğu’yu çağrıştırıyoruz, oysa Batı’ya da aynı açıdan bakmak gerekir.
Batılının bize bakışı ile Doğulunun bize bakışı da farklıdır. İki kesimin, iki kutbun yabancısı da bize başka türlü bakıyor. Türkiye’nin önemi, özgünlüğü bu farktan kaynaklanıyor.
İkisini de iyi değerlendirmek, çağdaş ölçütlerle eleştiri süzgecinden geçirmek gerekiyor.
* * *
BU tür tartışmaların okullarda yapılması çok yararlı. Öğrencilere çeşitlilik duygusunu yerleştiriyor.