Küçük köyün büyü(k)lü romanı

TEMPO’nun son sayısında okuduğum bir haber, edebiyatçının mekánı, anılar üzerine beni birbirine ters düşen duygulara çekti.

Nobel Ödüllü, Yüz Yıllık Yalnızlık’ın yazarı Gabriel Garcia Marquez, romanında yazdığı, yaşattığı Aracataca’ya 24 yıl sonra trenle gelmiş, trenden gözyaşlarıyla inmiş, iki saat sonra da ilk otobüsle dönmüş.

Yazara geçtiği yollar boyunca sevgi gösterilerinde bulunmuşlar. Kalabalığın tacizi yüzünden, annesinin cenazesine bile gelememiş.

Ben bu yüzeysel gerekçeleri benimsemedim.

Yazının sonundaki bir bölüm, bana geliş ve terk edişi yeterince açıklıyor: "Marquez ’Anlatmak İçin Yaşamak’ta, 1950 yılında kasabaya annesiyle yaptığı ziyareti şöyle aktarır: İnsan yaşamına dair hiçbir emare yoktu. Her şey yakıcı tozun donuk serpintisiyle kaplanmıştı.

Annem birkaç dakika iskemlesinde oturup ölü kasabaya, boş sokaklara baktı, sonunda korkuyla haykırdı: Tanrım!"

* * *

BEN
doğduğum şehirde, büyüyüp yaşadığım için, bu duyguyu tam idrak edemiyorum. İnsan sanırım eskiyle bugünü mukayese eder, yorum farkı bir ruh bukalemununu anımsatır. Terk edilmiş bir şehir görüntüsü, insanda bence anıların üzerine kül serper.

Andre Gide, belleğimde kaldığı kadarıyla aktarayım; "Hatırlamak dert icadıdır" diye yazmıştı.

Hep düşünürüm, Yaşar Kemal, Hemite’ye gittiğinde, geri dönmekten büyük bir haz mı duymuştu?

Hatırlamak istemedikleri akın akın gelir. Yıllar kötü anıları siler mi? Yazdığınızı unutur musunuz?

Çocukluk anıları bu kadar zaman yaşar mı? Hele ki yazdıktan sonra!

Çok merak ediyorum, izler silinir mi; yoksa hep kalır mı?

Ben, zaman zaman anıları unutmanın da gereğine inanırım. Onların prangası en güç kırılandır.

Erich Maria Remarque’ın ünlü Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok romanından bir cümle hatırımda kalmış: "Terk ettiğiniz yere dönüğünüzde orasının aynı yer olmadığını göreceksiniz."

Dünle şimdinin farkı, şaşırtıcı, üzücü.

Sürgüne, vatanına dönemeyene gelince...

O döndüğünde sevinir mi? Yadırgar mı? Bıraktıklarını aynı coşkuyla, sevgiyle kucaklar mı? Sadece özlem midir, insanı yönlendiren.

* * *

YAŞAMADAN cevabı verilemeyecek sorular. Buruk bir duygu.
Yazarın Tüm Yazıları