KLASİK müzik dinleyicisi ünlü bestecilerin dışında, yeni adlara kapalı mı? Onlara gösterilmeyen ilgi bu soruyu doğuruyor.
Tara Pepper'in Mostly Not Mozart yazısını (Time, 18 Ağustos 2003) okurken, bazı paragraflarda kendimi de bir sınamadan geçirdim.
Bach, Beethoven, Mozart, Wagner, dönemlerinde rakipsizdi, müzik denince onlar akla geliyordu. Ya şimdi? İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki değişime değinen yazar, dinleyicilerin yeni bir müzik dili aradığından söz ediyor.
Klasik Batı Müziği'nin dünya müzik pazarındaki payı yüzde 3.5'muş ve 2002 yılında klasik albüm satışları yüzde 17 gerilemiş.
Yeni bestecilere, dinleyicilerin kulakları kapalı mı?
Ben bunu edebiyat alanına da taşımak istiyorum.
Bazı insanlarla konuşurken şöyle sorularla karşılaşırım: ‘‘Yahya Kemal Beyatlı'dan sonra büyük şair yetişmedi, değil mi?’’
Bazıları şiir zevkini biraz daha ileri tarihe götürür ve Orhan Veli Kanık'ta durup kalırlar.
Oysa o günden bugüne şiiri izleseler, bugün de onlar kadar iyi şairlerin olduğunu kabul ederler.
Unutmayalım, Orhan Veli Kanık'ın ‘‘Hiçbir şeyden çekmedi dünyada,/Nasırdan çektiği kadar’’ dizeleriyle başlayan Kitabe-i Seng-i Mezar şiiri yayınlandığında; o zamanın yayın organlarında çok tartışılmıştı. ‘‘Rakı şişesinde balık olsam’’ dizesini bugün daha iyi anlayabiliyoruz.
* * *
ÜNLÜ Amerikan bestecisi Elliot Carter'ın (94) da yazıdan aldığım görüşü ilgi çekici benim için:
‘‘1922 yılında Stravinski'nin İlkbahar Áyini çalındığında dinleyicinin yarısı salonu terk etmişti, herkes zamanında Bach'ın müziğini karmaşık ve zor bulmuştu.’’
Yeni bestecilere ilgi gösteren bir dinleyici grubu da yok değil.
Royal Albert Hall'de verilen bir konserde İskoç bestecisi James Mac Millan'ın Üçüncü Senfonisi'ni 6.000 kişilik bir seyirci grubu alkışlamış.
Çünkü her yeni eser ilk çalındığında, okunduğunda, görüldüğünde tepki görür. Müzik tarihi, sanat tarihi, edebiyat tarihi bunun örnekleriyle doludur.
Bir de gerçek vardır ki, her yeni eser, çağını, gününü yansıtır.
Klasik Batı Müziği'nde yenileri bu açıdan dinlemek gerekir.
Mostly Not Mozart yazısını okuduğumdan birkaç gün sonra, Alan Riding'in A Conductor Is Back, An Orchestra Reborn (Şef geri dönüyor, bir orkestra yeniden doğuyor) adlı, Toscanini'nin kurduğu Lucerne Festival Orkestrası'nın yeniden doğuşunu anlatan makalesinde (New York Times, 21 Ağustos 2003), aktardığı ünlü orkestra şefi Claudio Abbado'nun (70) modern besteciler için söylediklerinde gerçek payı büyük:
‘‘Ben Berg'i, Schoenberg'i, Bartok'u, Stravinsky'yi dinlediğimde, hemen, bu müzik değil diye tepki gösterdim. Çünkü yeni bir dil öğrenmek gibiydi.
Eğer Gesualdo'yu, Monteverdi'yi, Bach'ı, Schubert'i, Mahler'i incelerseniz, Schoenberg'i de anlarsınız.’’
* * *
UMUDUNUZ kırılmasın,İngiltere’de Klasik FM'in 6.6 milyon dinleyicisi var, bu rakam BBC'nin pop istasyonu Radyo 1'den daha çok.