Paylaş
Daha önce de yargıçlar bu cezayı uygulamışlardı. Bir tür hizmet olarak baktıkları için.
Kitap okumayı bir zevke dönüştürmek için bazı çalışmalar yapılmalı.
Önce imkânı olan aileler evde bir kütüphane kurmalı, çocuk küçük yaştan itibaren kitapla ilişki kurabilir. Hatta onun odasına bir küçük kitaplık koymalı ve birlikte seçtikleri kitabı yavaş yavaş raflara yerleştirmeli.
Bu olanağı olmayan ailelerin çocukları için de birçok ilçede, mahallede kitaplık kurmalı.
Bugün işlerinde zirveye çıkmış birçok insan, büyük şehirlerde değil Anadolu’nun herhangi bir kentindeki kütüphanelerde okudukları kitabın gelişmelerindeki yerini anlatır.
Çok yazdım, yüzlerce kişinin yaşadığı sitelerde kütüphane binası yapmıyorlar. Sitede yaşayan birçok kişi okudukları kitapları buraya verir. Çocuklar temel kitapları burada bulmalılar, siteyi yapan müteahhidin anlaşmasına bu maddeyi koymalı.
Kitap fuarlarının okuma yaygınlığının sağlanması konusundaki işlevini anımsatmalıyım. Çocuk burada kitap seçmesini öğrenir. Ziyaretçiler de ona bu duyguyu aşılarlar. Arkadaşları okudukça onlara özenirler.
Biz okuyan bir kuşak olarak, birbirimizle kitap okumada, almada yarışırdık. Yüzeysel bilgileri internette bulabiliyoruz ama ayrıntıyı ancak kitaplardan edinebiliriz.
Yıllar önce gördüğüm bir yazının fotoğraflarını anımsadım.
Öğle tatilinde, dinlenme aralarında kitap okuyanlar.
Hamburgerciden benzin pompacısına, arkadaş buluşmalarında ayrı köşelerdeki iskemlelerde, otobüste, vapurda, havaalanlarında ellerinde kitap okuyanlar.
Haldun Taner’in bir fotoğrafını kullanmıştık, vapurda ayakta, orta direğe yaslanmış kitap okuyordu.
New York Review Books hemen hemen her sayısında bir türün tanınmış kitaplarını toplu halde yayınlıyor.
Aslında sevdiğiniz türün en önemli kitaplarından kütüphanenizde bir bölüm yapabilirsiniz. Bu sayısında da graphic romanları ve karikatürleri salık veriyor.
İki hatırlatmada bulunayım:
Klasik sayılabilecek Türk yazarlarını alabilirsiniz.
Polisiye romanlar evden çıkmayanlar için ideal bir liste.
AKUSTİĞİN ÖNEMİ
ALİ AKSOYER ERŞAN SARI’nın haberi (DHA).
AKM yüzünü gösterdi. İnşaat tamam sıra akustikte.
AKM’nin en hayati işine gelmiş sıra.
Genelde bir büyük salon yapılır ve ‘çok amaçlı’ yaftası yapıştırılır. Nikâh töreninden parti toplantılarına kadar birçok görev bu binanın işlevine yüklenir.
Türkiye’de akustik çalışmasına dikkat edilmediğinden, arkadaşlarımdan öğrendiğime göre salonda bazı noktalar her türde aynı görevi yerine getirmezlermiş.
Türkiye’ye de gelen ünlü İtalyan orkestra şefi Riccardo Mutti’nin, Aya İrini’nin akustiği için yaptığı yorum şöyleydi:
“Topluluklar için iyi ama solistler için yetersiz, çünkü ses gidiyor ama geri dönmüyor.”
İstanbul’da benim gittiğim üç salonun akustiğinin iyi olduğunu söyledi uzmanlar:
Cemal Reşit Rey salonu.
Koç Üniversitesi salonu.
Sabancı Üniversitesi salonu.
Hayati Tabanlıoğlu’nun verdiği olağanüstü emekte bunun en iyisini yapacağından eminim.
ANDANTE 18 YAŞINDA
TÜRKİYE’nin klasik müzik dergisi Andante 168’inci sayısıyla 18’inci yaşına girdi.
Ekim sayısında doğumunun 250. yılı kutlanan Beethoven ile ilgili yazılar ağırlıkta.
Aydın Büke, bestecinin çocukluğunu, Viyana’daki ilk on yılını yazdı.
Serhan Bali, bestecinin Haydn ve Mozart’la kurduğu ve kuramadığı ilişkileri anlatıyor.
Can Çakmur, ‘Beethoven’ın müziği yaşadığı çağda nasıl bu kadar büyük bir kabul gördü?’ sorusuna yanıt arıyor.
Emre Aracı, bir kitabın ışığında besteciyi değerlendiriyor.
Paylaş