Kişisel ansiklopedi dönemine dönüş

KİTAPLARIMI yerleştirirken birçok eski ansiklopedinin sayfalarına daldım. Şimdi birçok kişi ansiklopedi yerine taze bilgileri internetten aldığı için, bunlar tozlu raflarda sürdürüyor artık yayın ömürlerini.

Bakılmıyorlar, aranmıyorlar.

Bu ansiklopedilerin içinde dikkatimi çeken Türk Meşhurları Ansiklopedisi oldu. İbrahim Alâettin Gövsa’nın yazdığı ansiklopedi Yedigün Neşriyatı arasında çıkmış.

Birinci sayfasındaki yazıyı okuyalım:

“Edebiyatta, Sanatta, İlimde, Politikada ve her sahada şöhret kazanmış olan TÜRKLERİN HAYATLARI ESERLERİ”.

Bugün bu adda bir ansiklopedi yayınlansa okur bulur mu? Sanmam.

Ancak araştırmacılar için bir belge niteliği taşıdığı da yadsınamaz bir gerçek. Ansiklopediler, antolojiler bana zaman içinde üslup farklarını gösteren kaynaklardır.

Dönemin dili ve imlasına dair bilgi verdikleri kadar, artık kullanmadığımız nice kelimenin aslında dili ne kadar ahenkli hale getirdiğini de gösteriyor. İbrahim Alâettin’in Meşhur Adamlar Ansikopedisi’deki Charlotte Bronte (1816-1855) maddesinden birkaç satır: “Jane Eyre adlı romanı taşıdığı heyecanların şiddeti ve yazılışının samimiyeti ile pek ziyade alâka ve takdir uyandırmıştı.”

Bilgisayarla daha sık meşgul olan, onu iyi kullanan bir arkadaşımla yazılı kaynaklara dair konuşuyorduk. İnternet ile yazılı bilgiyi mukayese ettiği bir saptamaya katılmamak mümkün değil.

Ansiklopedik yayın içeren kitaplar, sözlükler ve benzeri yayınlarda müracaat ettiğiniz bir maddeye bakarken arada başka duraklara da uğruyor, başka kişilere, konulara yönelebiliyorsunuz. Böylece hem çağrışımlar zinciri size yeni bir konu zenginliği sunuyor, hem de kontrollü bir bilgi edinme yaşıyorsunuz... İnternetin ilk yıllarında sıkça dile getirilen “sörf” de bunun teknolojik olanı. Ama, bir sayfadan diğerine geçerken arada bilgi bombardımanına maruz kaldığınız kadar, lüzumsuz bilgi çöpü içinde kaldığınız da oluyordu.

Son yıllardaki internet kullanımı ise, çoklukla belli bir konuya, bir kişiye, olaya odaklı araştırma olarak değerlendiriliyor. Twitter, Facebook veya benzeri sosyal medya ürünleri elbette bunun dışında...

TÜRK MEŞHURLARI ANSİKLOPEDİSİ’nde bazı adları okuyorum. Şimdi alanlarında anılmıyorlar bile. Çoklukla alanın uzmanları tarafından değerlendirilebilir. Fakat çok değil, yaklaşık 20 yıl önce birçok insanın, dönemin genç kuşağının bile ezbere bildiği isimlerdi bunlar. Ne yazık ki, genç kuşaktan birine sorduğunuzda, unutulduklarını hemen anlarsınız. Zamanın önemli milletvekilleri bu meşhurlar arasında yer almış. Şimdi milletvekilliği ya da bakanlık böyle bir ansiklopedide yer almak için yeterli bir neden değil. Dahası, bir önceki dönemin vekillerini acaba kaçımız tanıyor veya hatırlıyoruz?
Galiba artık, hep söylenegeldiği üzere “hız çağı”nın etkisiyle meşhurluk da uzun sürmüyor. Kendini ve şöhretini sürekli gündemde tutman gerekiyor. Yoksa eskisi gibi meşhur olarak anılmayıp unutuluyorsun. Belki du bu yüzden, eskisi gibi meşhurlar ansiklopedisine veya benzeri yayınlara gerek duyulmuyor. Az önce sözünü ettiğim üslup güzelliğinin ve ifade şekillerinin güzel bir örneği de İsmet İnönü maddesinde karşıma çıkıyor. Birçok fotoğraf kullanılmışlar, maddeden bazı cümleler ansiklopedi yazım anlayışını yansıttığından önemli... “On beş sene Türkiye Cumhuriyeti başbakanlığını hakikaten şaşılacak bir faaliyet ve cevvaliyetle yapmış olan Millî Şefimiz...”

BLOGLAR bir ölçüde kişisel bir ansiklopedi niteliği taşıyor.

Çünkü konuşacaklarınızı, yazdıklarınızı, yaşadıklarınızı, paylaşmak istediklerinizi orada başkalarına iletebiliyorsunuz. Kaleme aldıklarınızı yayınlayacak bir yeriniz yoksa, bu kullanıma açılmak için iyi bir yöntem olarak da değerlendirilebilir. Örneğin belli konular etrafında içeriği oluşturulmuş bloglar, belki de sözünü ettiğimiz ansiklopedilerin en güzel örnekleri olacaktır. Bu sayede, belli bir türde bilgi sağlanıyor. Spor, tarih, edebiyat, kitap, müzik hatta alışveriş, yemek, moda ve benzeri içeriğe sahip bloglar da güncel ve güncel olduğu kadar ileride -elbette niteliğine göre- arşiv niteliğinde bilgi kaynakları görevini yerine getiriyorlar. Zamanın ansiklopedisi desek yanlış olmaz sanırım...

Bilgisayarın ortaya çıkardığı yeni meslekler de var. Söz konusu, blogları, Facebook’u, Twitter’ı yönetenler, içeriği belirleyenler var. Yani sizin adınıza bir uzman bu işi deruhte ediyor. Tozlu raflardan sosyal medyaya... Bakalım teknoloji ve zaman bize daha neleri gösterecek?
Yazarın Tüm Yazıları