Paylaş
Söyleşinin konukları yazarın İstanbul’daki ziyaretlerinde yakın dostluk kurduğu Zeynep Oral, Engin Cezzar ve Gülriz Sururi’ye çok yakın bir isim olan Zeynep Miraç.
Baldwin’i Türkiye’e ilk gelişinde tanıdım. Yanılmıyorsam ‘Giovanni’nin Odası’ yayınladığı zamandı.
Türkiye’ye birkaç kez geldi. Türkiye’nin romanını yazdı, ‘Bir Başka Ülke’ adıyla. Engin Cezzar–Gülriz Sururi Tiyatrosu’nda bir oyun sahneye koydu.
Yazar İstanbul ziyaretlerinden birinde Zeynep Oral’a, “Buradayım çünkü kendi ülkemde nefes a-la-mı-yorum. Burada rahat nefes alabiliyorum” demişti.
Ölümünün 20’nci yılında ‘James Baldwin-Engin Cezzar Mektuplaşmalar’ yayınlandı.
Hiç kuşkusuz bazı yazarların kitapları tarihi süreçte yeniden önem kazanır, bu yazarın ileriyi görmesidir. Baldwin’in yaşamını okuduğunuzda, ABD’deki isyanın nedenlerini, toplumsal tarihini daha iyi anlarsınız.
CİDE’DE RIFAT ILGAZ FESTİVALİ
OKURUM Deniz Burak Bayrak’tan aldığım not:
“Merhaba Doğan Bey,
Bir edebiyat öğretmeni olarak gerek Hürriyet gazetesi gerek Kitap Sanat’taki yazılarınızı ilgiyle takip etmekteyim.
Son yazınızda yazarlarımızın kendileriyle özdeşleşen şehirlerde edebiyat festivalleri olmayışına değinmişsiniz.
Ben de bir Cideli olarak yazınıza ekleme yapmak istiyorum.
Kastamonu’nun Cide ilçesinde yaklaşık 25 yıldır ‘Rıfat Ilgaz Sarı Yazma Kültür ve Sanat Festivali’ düzenlenmektedir. Cide halkının hemşerisi olmaktan gurur duyduğu Rıfat Ilgaz’ın şiirleri okunmakta, sohbetler yapılmakta, büyük edebiyat insanı anılmaktadır.
Bahsettiğiniz gibi dileriz bir gün tüm güzel şehirlerimizde edebiyat festivalleri yapılır. Ve edebi şahsiyetler anılır, gençlere tanıtılır.”
Rıfat Ilgaz’ın ‘Sarı Yazma’ kitabının benim yayıncılık yaşamında ayrı bir yeri vardır.
İlk baskısını Altın Kitaplar Yayınevi’nde yayınlamış, bir de önsöz yazmıştım.
Bir kültür merkezi de Ardahan’da Dursun Akçam adına açılandır.
Her yıl oğlu Alper Akçam, orada etkinlikler düzenlemektedir. Ben de oraya bir yıl gitmiştim. Orada yaşayanların, özellikle öğrencilerin çalıştığı, okuduğu önemli bir mekân kimliği kazandı.
GRAFİTİ SANATÇILARININ EGEMENLİĞİ
İYİ çevirmen ve yazar Ahmet Arpad, Stuttgart’ta yaşıyor. Alman edebiyatının en önemli kitaplarını Türkçeye kazandırmış, Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’nü kazanmıştır.
Kentteki grafiti çalışmalarını anlatıyor. Yazıma koydum bu bilgiyi başka kentlere de örnek olur diye. Büyük bir otomobil firmasının yanı başına çalışılmış.
Günün hangi saatinde giderseniz gidin, orası ellerinde değişik spreyler duvardan duvara giden gençlerle dolu. Çizimlerin tümü hareketli ve canlı.
Koskoca harfler, komik, İngilizce sözler, kıvrılan bir dev yılanı andıran çizgiler, iç içe kadınlar, erkekler, hayvan figürleri, insanı gülümseten tuhaf yüzler... Uzun bir duvarda bir fil, mor renkli, ağzını açmış bağırıyor, başına pembe dev bir fare oturmuş, gülümsüyor.
Hemen yanında bir heykel, alçıdan, bıyıkları kalın, iriyarı, güçlü bir ortaçağ savaşçısı. Elinde sprey kutusu önünden her geçen onu gönlünce boyamış.
Paylaş