Paylaş
Ülkemize gelen Çinli şair bir basın toplantısında Türkiyeli şairlerle buluştu.
Şairin şiirlerini Ataol Behramoğlu dilimize çevirdi, kitap Gök ve Yer Arasında* adıyla yayımlandı.
Son yıllarda Çin’le ülkemiz arasında birçok alanda ilişkiler kuruldu, orada bir kitap fuarına katıldık, burada da TÜYAP Kitap Fuarı’nda Çin Halk Cumhuriyeti Onur Konuğu olarak ağırlanmıştı, çağdaş Çin edebiyatından çeviriler de artık sayıca artıyor... Jidi Majia da şiir temsilcisi olarak önemli bir isim.
1961’de Dallangshan-Sichuan’da doğan Majia üniversite öğrenimini Çince bölümünde tamamladı. Birçok edebiyat kuruluşunun başkanı ve yönetim kurulu üyesi olan şair, Çin Quinghai Bölgesi Tanıtım Bakanı aynı zamanda.
Ulusal ve uluslararası birçok edebiyat ödülü kazanmış şairi daha yakından tanıyabilmek için, Behramoğlu’nun kitabın başına yazdığı Uzak Dağların Ozanı’ndan bir bölümü okumalıyız:
“Jidi Majia’nın şiirleri bir halkın yaşam ritmiyle tanıştırdı beni, ölümü ölümsüzlüğe dönüştüren ritüeliyle, kucaklaşan eril ve dişil dağ dizileriyle, Butuo’lu hizmetçi kızla, bir dişi koyunun karnının altından geçen yaz meltemiyle, Nisan’da gebe kalan bir ırmakla, bir geyik ışlığıyla, bir güneş kuşunun getirdiği mektupla, anılarımızdaki o küçük trenle, ölümü bir halkın da ölümü demek olan Rossa nineyle...
Onun önemi ve benzersiz özgünlüğü, kendi halkına ve yaşamına ilişkin bir büyük şiir dünyası yaratırken, bu şiir dünyasının evrensele, başka halkların yaşamlarına da olanca genişliğiyle açık oluşundadır.”
* * *
BEHRAMOĞLU’nun saptamaları doğrultusunda, şiirlerinin izini sürdüm.
Bir şair doğduğu, yaşadığı ülkeyi anlatırken, bütün dünyayı anlatıyorsa o iyi bir şairdir. Ben hem onun ülkesini tanıyorum hem de insanlarını. Bir coğrafyayı, geleneklerini, inançlarını, efsanelerini, mitolojilerini şiirle tanıtıyor bize. O şiirlerin yazıldığı ortamı, ona esin veren unsurları öğrenince şiirini daha iyi anlayabiliyor, daha iyi algılayabiliyoruz.
Otoportre şiiri, şairin şiirle yazılmış biyografisi.
Yerel renkler, yerel tarih, yerel kültürel birikimler şiire nasıl geçer. O halkın sevinci, hüznü şiire nasıl yansır.
Bir büyük ülkenin, kendine özgü nitelikler taşıyan bir bölgesinin şiiri sanırım Çin edebiyatı içinde de bir başkalık taşıyacaktır.
Bir ülkeyi sevmenin ne demek olduğunu Ülke şiirinden bir kez daha öğrenebilirsiniz.
Poetikasını öğrenmek istiyorsanız, kaynak iki şiiri salık vereceğim, Şiirin Kökeni ile Şiirlerimi Gök ve Yer Arasında Yazarım’ı muhakkak okumalısınız.
Yazımı “Halk Türküsü” şiirinden dizelerle noktalıyorum:
Bütün insanlar evlerine döndüler çarşıdan / Fakat şiirim dönmedi. / Sarhoşken gördüler onu. / Karamsarca yürürken / Elinde altın bir arpla. / Bir evin saçakları altında, / Bir dört yol ağzında, alacakaranlıkta
Keçi dönüp geldi yamaçtan / Fakat şiirim dönmedi. / Bir kösemen görmüş onu / Kanayan tepeleri gözlüyormuş / Gün batmadayken. / Ağlamanın da ötesinde / Kendi yasını tutmadayken.
Bütün komşular uykuda / Şiirimse hâlâ dönmedi. / Oturdum eşiğe onu bekliyorum / Unutabilir miyim böyle bir geceyi?!
(*) Gök ve Yer Arasında, Jidi Majia, Şiirler, Türkçesi: Ataol Behramoğlu, Tekin Yayınevi.
Paylaş