Paylaş
Bir kentin merkezine gidiyoruz, bazen ilçelerini de tanıyoruz ama köylerini biliyor muyuz?
Anadolu’nun birçok kenti için bu soru geçerli olmayabilir ama İstanbul’un Köyleri kitabını okumadan evvel, doğmumumdan beri yaşadığım, birçok ilçesini gezdiğim ve bildiğim kentin bu kadar çok köyü olduğunu tahmin etmiyordum.
Oysa bu köyler birçok özellik taşıyor. Bazen bunların İstanbul’da olduğuna bile şaşırabilirsiniz.
İstanbul’un Köyleri kitabının başında İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul’da köylerin oluşma nedenlerindeki çeşitliliği yazmış:
“Göç İstanbul köyleri için bir tezatı ifade eder. 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında yaşanan 93 Harbi, Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve nihayet Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki mübadeleyle yaşanan göç hareketleri İstanbul için o dönemler yeni köylerin oluşumlarını ifade eder. Ne var ki 1950 ve 1970 göç dalgalarıysa İstanbul’un merkeze yakın köylerinin köy vasıflarını yitirerek yapılaşmasıyla birlikte şehirle bütünleşmesi anlamına gelir.”
Şekip Avdagiç, köylerin gelişimine değiniyor:
“Birbirinden güzel köylerimize projektör tutarak bilgilerini kayıt altına alarak geleceğin İstanbul’una bir kayıt düşmek istedik. Artan nüfusu ve sürekli yenilenen çehresiyle İstanbul önümüzdeki on yıllarda daha farklı bir vizyonla yoluna devam edecektir. Bu yüzden belki de köylerimiz, daha önceleri bir köy olduğu halde bugün büyük birer ilçe olan yerleşim birimleri gibi olacak.”
DOĞAL TERAPİ MERKEZLERİ
Köy adı altında yazılan yerler, bugün köy adını taşısa da birçok modern sitenin yerleşim merkezi olmuştur.
Giriş bölümünde bahsi geçen şehrin büyüme gerçeğine dikkatinizi çekerim:
“Yerleşim birimleri bakımından daha çok ilçeleri, mahalleleri ve çeşitli semtleriyle gündeme gelen İstanbul, bünyesinde köy formunda yerleşmeler de bulundurmaktadır. Merkeze yakın bir o kadar da uzak olan bu eski yerleşim yerleri kurulduğu günden beri şehri çevreleyen doğal terapi merkezleri olmuştur.
(...) Şehirde kentsel yapının ve yaşam biçiminin zaman içindeki hızlı artışı, kırsal yaşamı eriterek büyük göç dalgalarıyla İstanbul’a gelen insanları kent merkezlerine yakın kalabalık nüfuslu mahallelerde yaşamaya zorlamıştır.”
Dünün köyleri bugünün ilçesi olmuşlardır. Örnek mi?
Avcılar, Arnavutköy, Kâğıthane, Pendik, Tuzla ya da Göksu, Ambarlı, Başıbüyük, Cebeci, Dudullu...
Kitabın temel amacı, 151 İstanbul köyünü tanıtmak. Yürütülen araştırmanın yöntemi kitapta şöyle açıklanıyor:
“Araştırmanın düzenli şekilde yürütülebilmesi için; ilk olarak 11 ilçe bazındaki köylerin tespiti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2010 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) veri tabanından belirlenmiş; ayrıca köylerle ilgili güncel bilgiler İstanbul Büyükşehir Belediyesi, il ve ilçe tarım müdürlükleriyle ilçe belediyelerinden alınarak karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu 151 köy, bağlı bulundukları ilçe ve coğrafi konumlarına göre gruplara ayrılmıştır.
İkinci olarak, köylerin araştırması esnasında araştırmacıları yönlendirecek olan görüşme formları hazırlanmıştır. Formlarda her bir köy için standart olarak belirlenen 15 soru mevcuttur. Bu sorulara verilen yanıtlar ise köyün künyesini ortaya çıkarmaktadır. Hazırlanan form kapsamında; köyün bağlı olduğu ilçe adı, köyün adı, kuruluş tarihi, köyün kurucuları, (varsa) Türkleşmesi, tarihi eserleri, hane sayısı, nüfusu, ibadethane-okul-sağlık ocağı gibi kamu kurumları, geçim kaynağı, (varsa) hayvan sayısı, öne çıkan ürün ve öne çıkan mekânsal özelliklere cevap aranması istenmiştir. Formda ayrıca araştırmacıların yöre halkıyla yapacakları görüşmeler için de yer ayrılmış olup, bu bölümde de yörenin sosyo-kültürel özelliklerinin ortaya çıkarılması hedeflenmiştir.”
‘Tarih İçinde İstanbul Köyleri’ başlığı ile Cumhuriyet Dönemi İstanbul Köyleri’ni karşılaştırdığınızda şu sonuca varılıyor:
“Dolayısıyla günümüze yaklaşıldıkça İstanbul kent merkezleriyle söz konusu köyler arasındaki sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel makas giderek daralmıştır.”
Köylerde yaşayan nüfusun özelliği, her köye göre değişiyor. Köyün ismi nereden geliyor, geçimi nasıl, neyle sağlıyorlar?
Bu soruların yanıtını da bu kitapta buluyorsunuz.
Köylerin neleri meşhur, tarihî doku korunabiliyor mu? Tarihî Rum evleri ve çeşmeler hangi köyde?
İstanbul’da yaşayanlar için sanırım haftasonları buraları birer gezi mekânı olabilir, özelliklerini tanırlar ve hoşça vakit geçirirler.
Özellikle İstanbul’da yaşayanlar için gerçekten ilgi çekici bir kitap.
(İstanbul’un Köyleri, Ed. Görkem Userin, İstanbul İl Özel İdaresi)
DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ
Ahmet İsvan/Başkent Gölgesinde İstanbul/Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Hasan Cemal/Kürt Sorununa Yeni Bakış-Barışa Emanet Olun/Everest Yayınları
Ayfer Tunç/Suzan Defter/Can Yayınları
Prof. Dr. Vahdettin Engin/İstanbul’un Atlı ve Elektrikli Tramvayları/İstanbul Ticaret Odası
Bilsay Kuruç/Mustafa Kemal Döneminde Ekonomi/İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Paylaş