İstanbul’un bohem yılları

Haberin Devamı

Gürol Sözen’in yeni kitabı ‘Eski Çiçekçi Sokağı-Beyoğlu’nda sevda, hüzün, curcuna...’ bir atölye ekseninde, sanatçı bir kuşağın günlük yaşamından notlar... Aynı zamanda arkadaşlıklar, dayanışmalar ve ölümsüz dostlukları anlatıyor

İstanbul’un bohem yılları

Resimlerinden, sanat tarihi kitaplarından, incelemelerinden tanıdığınız Gürol Sözen, kuşağının mekânlarını, arkadaşlarını, arkadaşlıklarını anıların merceğinden yazdı. Kitapta sözünü ettiği adlar, benim için de tanıdık kişiler, tanıdık olaylar. Yer yer anlatılanların arasında kendimi gördüm.
Kitabın adı, sanırım okurda yeterince çağrışım yaratıyor: ‘Eski Çiçekçi Sokağı-Beyoğlu’nda sevda, hüzün, curcuna...’ Bir atölye ekseninde, bir sanatçı kuşağın, günlük yaşamından notlar... Aynı zamanda arkadaşlıklar, dayanışmalar ve ölümsüz dostlukları anlatıyor.

Haberin Devamı

Servet hırsı olmayan insanlarla tanışın


Parasız ama yine de mutlu öğrencilik yılları, sadece öğrenmek, yaratmak için girişilen mücadeleler. Kimsede servet edinme hırsının olmadığı günler. Bu açıdan bakarak, o günün kuşağıyla bugünün kuşakları arasında bir mukayese yapmanızı da tavsiye ediyorum.
1963-1973 yılları arasında Sözen’in dostlarıyla birlikte yaşadığı Eski Çiçekçi Sokağı’ndaki atölyenin içinden ve penceresinden tutulmuş notlardan oluşuyor kitap.
İlk yazı ‘Müessese’. Yaşadıkları yerin özelliklerini düşünmüşler, bütün unsurların bir araya geldiğine karar vermişler ve adını da ‘Müessese’ koymuşlar.

Nerede o eski Beyoğlu?

Gürol Sözen, 1940 doğumlu, yani kuşaktaşız onunla. Zaten, Lâleli’deki Edebiyat Fakültesi’nin koridorlarında yaşanılan renkli anıların birçoğuna ben de tanıklık ettim. Hocalarla öğrenciler arasında sevimli, alçakgönüllü bir dostluk vardı. Birçok bölüm birleşirdi. Türkoloji, İngiliz Edebiyatı, Fransız Edebiyatı, Felsefe bölümleri öğrencileri ve hocaları hep bir aradaydı. Gerçek ve canlı bir ‘kültür ortamı’ vardı.
O günün Beyoğlu’su nasıldı? Öğrenciler, sanatçılar ne yer, ne içerlerdi. Sözen eksiksiz anlatıyor. Kitapta sadece sanatçılar ve öğrenciler yok kuşkusuz. Beyoğlu’nun bütün halkı, tipleri var kitapta.
Sadece pasaj diye anılan Çiçek Pasajı, bugün de yaşıyor. Artık daha turistik bir kimliği var. Oranın mekânları dönemin bohem hayatının buluşma merkeziydi.
İstiklâl Caddesi’nde mutlaka tanıdık birine rastlardınız. Baylan, bir buluşma pastanesiydi. Ama edebiyat ustalarının buluştuğu Markiz’i ve Lebon’u da anmadan geçmeyelim.
Beyoğlu’nun barları, meyhaneleri, pastaneleri hatta pavyonları dönemin bütün kimliklerini misafir ederdi.
Sözen doğru bir saptamada bulunuyor, asıl Beyoğlu yüzünü geceyle sabahın buluştuğu saatlerde gösterirdi. Beyoğlu’nun ‘tipleriyle’ varolduğu günleri anlatıyor Sözen, Madam Berta bunların en ünlüsüydü belki de.
İstanbul’un, Beyoğlu’nun kozmopolit, bohem yıllarına tanıklık eden bir sanatçının anıları, hiç kuşkusuz hepimizin hoşuna gidecek.
(Eski Çiçekçi Sokağı - Beyoğlu’nda sevda, hüzün, curcuna..., Gürol Sözen, Remzi Kitabevi)

Yazarın Tüm Yazıları