Holmes’u tanımak için...

Tahmin edeceğinizi sanmam: Sherlock Holmes kitapları. Ben de onun sadık bir okuyucusu olarak bu manzaradan çok hoşlanıyorum. Bir yazarın ya da kahramanın hayranıysanız onun hakkında yazılmış kitapları da okumanız gerekir. Çünkü bu kitaplar o yazarın metinlerinden çıkaramadığınız gizleri ortaya koyar.

İyi bir Sherlock Holmes hayranı olarak, Sherlock Holmes El Kitabı’nı okurken ben de onun öykülerini anımsamaya çalıştım.
Kapak yazısı şöyle:
“Ben Sherlock Holmes kimsenin göremediği şeyleri görmek benim işim.”
Birinci sayfada kitabın özelliğini okuyoruz:
“Dünyanın en sıradışı dedektifinin sırları ve akıl yürütme yöntemleri.”
Holmes’un yaratıcısı Sir Arthur Conan Doyle, 1859 yılında Edinburgh’da doğdu. 1930’da öldü.
Mezartaşındaki yazı onu şöyle tanımlıyor:
“Yaman Çelik
Keskin bıçak
Arthur Conan Doyle
Şövalye
Vatansever Doktor
ve Edebiyatçı”
Kızıl Dosya’da çözümün ilk kuralını açıklıyor:
“Eğer elinizin altında çözülmüş binlerce davanın detayları varsa binbirincisini de çözebilmeniz gerekir.”
Kitap üç ana bölüm ve başlıktan oluşuyor:
Birinci Bölüm: Dedektiflik Becerileri
İkinci Bölüm: Hayatta Kalma Becerileri
Üçüncü Bölüm: Hayat Becerileri.
En azından bu kitabı bitirdiğinizde, epeyce beceri kazanacağınızı sanıyorum. Amatör hafiyelik, dedektiflik deneyebilirsiniz.
Polisiye kitapların zihin açıcı yanını inkâr edemem. İnsanın muhakeme gücünü geliştirir.
Holmes kitaplarının da başka polisiye yapıtların da dikkat etmemiz gereken özellikleri, ayrıntıyı gözden kaçırmamalarıdır. Suçluyu bulmakta da yaratıcılıkta da ayrıntı en belirleyici öğedir.
‘Sherlock Holmes’un Dünyasındaki Yaratıklar’ bölümü beni etkileyen bölümler arasında: Baskerville Tazısı, Bataklık Engereği, Aslan Yelesi Denizanası, Langur Maymunları...
Bunların gerçek olup olmadığına kafanızı takmayın. Metinde sizi etkilemesi, ürkütmesi yeter.
‘Ek Bölüm’de okuyacağınız bazı özet bilgiler işinize yarayabilir. Yazarın hayatını ve yaşadığı dönemi de okumanızı tavsiye ederim. Çünkü her yazar gibi Doyle da o günün toplumsal ortamından kendini uzak tutamamamıştır. Bir yazarın hayatını okumadan, onun eserleri hakkında bilgi edinmeden dünyasını bütünüyle kavramak mümkün değildir.
Yıllarca okunan, hikâyeleri sinemaya aktarılan bir yazarın bugün de okunma gücünü koruması ustalığının kanıtıdır.
Onun gibi yazarlar yalnız kendilerinin okunurluğunu değil, türün de okunurluk kapasitesini artırırlar.