Paylaş
İlk kez Prof. Dr. Tuğrul İnal’ın çağrısıyla konuşma yapmaya gitmiştim. Adı bir salona verildi. İkinci kez de öldürülen öğretim üyesi Bedrettin Cömert’in anma toplantısına katılmıştım. Düzenlemeyi Barış Gümüşbaş yapmıştı.
Şimdi de kampus günlerinde bir konuşma yapmak üzere Rektör Prof. Dr. Halûk Özen’in çağrısıyla gittim.
Üç gün sürdü etkinlikler: 17-18-19 Nisan 2019.
Kampus bizim zamanımızda olmayan bir yer. En çok benim zamanımda üniversitelerde bir kantin vardı. O da küçük bir yerdi, sigara dumanından göz gözü görmezdi.
Geniş bir alanda her türlü etkinlik yapılıyor.
Hiç kuşkusuz üniversitenin en önemli yeri Hacettepe Sanat Müzesi. Özellikle eğitim kurumlarının kendi müzeleri olması önemli bir girişim.
Rektör Prof. Dr. Halûk Özen’in üniversitenin işlevi ve sanat müzesi üzerine verdiği bilgi:
“Çağdaş eğitim modeli ve temel bilimsel araştırmaların yanı sıra sanata ve sanatçıya önemli destekler sağlayan projeleriyle her zaman öncü rollerden birini üstlenen üniversitemiz, kurmuş olduğu sanat müzesiyle hiç şüphesiz bu rolü daha da pekiştirmiştir. Sanatın özgür, özgün, yaratıcı, eğitici, yönlendirici ve geliştirici nitelikleriyle beslenip özgür düşünceli, özgür iradeli, yaratıcı, üretken, çağdaş bir birey kimliğinin oluşabilmesi için geleceğe yönelik yapılan entelektüel yatırımlardan biri olarak Hacettepe Sanat Müzesi, üniversitemizin bu anlamda göstermiş olduğu görev ve sorumluluk bilincinin bir ürünüdür. Kuruluşundan bu yana (2005) çağdaş ve yaşayan müzecilik anlayışıyla hareket eden Hacettepe Sanat Müzesi, yıllar içinde özellikle sanatçıların yapmış oldukları bağışlarla önemli bir birikim sağlamıştır. Türkiye’de kurumsal düzeyde en önemli sanat koleksiyonlarından birine sahip olan müzemiz, bu haliyle Türk plastik sanatlarının yakın tarihine olduğu kadar bugüne de tanıklık etmek isteyenler için kapsamlı bir kaynak ve bellek oluşturmaktadır.”
Müzede bağışların yanı sıra öğretim üyelerinin de yapıtları bulunmakta.
Dışarıdan gelenlerin gezebileceği gibi, öğrenciler için de plastik sanatlar alanında besleyici bir merkez.
Sanat müzesi müdürü Prof. Hüsnü Dokak, müzenin önemini vurgulamaktadır:
“Dünya üniversiteleri sıralamasında ilk on sırada bulunan üniversitelerin tamamında sanat müzeleri vardır. Hacettepe Üniversitesi müzelerin bu önemli misyonunun farkındadır ve kendi bünyesinde sanat, kültür ve bilim müzelerini kurarak bu hamleyi başlatmış bulunmaktadır. 2016 yılında Hacettepe Sanat Müzesi kendi koleksiyonunu zenginleştirme çalışmaları kapsamında resim, heykel, video, fotoğraf, seramik ve grafik sanatları alanında isim yapmış önemli sanatçılarından bağış yolu ile 80’e yakın eserlerini koleksiyonuna dahil etmiştir.”
Hüsamettin Koçan da burada yaptığı konuşmada Baksı Müzesi’nin oluşum sürecini anlatmış.
***
KONUŞMAMDA edebiyat dünyasının, yayın dünyasının, okuma eyleminin, eğitimi başka kitapları okuyarak çeşitlendirmenin ileride sağlayacağı yararlardan söz ettim.
Hocaların öğrettikleri bir yol göstermedir, ilerleme öğrencinin kendisine kalmış bir çalışma biçimidir. Onlara tanıdığım hocalardan söz ettim.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ders notlarına değinerek, öğrencinin özgür araştırmalara nasıl sevk edildiğini de anlattım.
Sanat müzesi yöneticisi, sanat tarihçisi Dr. Dilek Karaaziz Şener, müze çalışmaları konusunda bilgi verdi.
***
BU etkinlikler, fakültelerin birlikte yaratıcılığını, sanat türlerinin birbiriyle kaynaşmasını sağlama açısından önemli.
Paylaş