Paylaş
Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün düzenlediği Dilbilim ve Edebiyat Biliminde Temel Kuramsal Sorunlar ve Yeni Eğilimler Sempozyumu, 22-23 Ekim günleri arasında Tuğrul İnal Salonu’nda gerçekleştirildi.
Bir kuruma emek verenlerin unutulmaması vefa duygusunun en belirgin özelliklerindendir.
Tuğrul İnal’ın adının verilmesi bu açıdan beni sevindirdi.
Onu tanıdım, çalışmalarını bilirim.
Bizi bu sempozyuma davet eden de Prof. Dr. Onur Bilge Kula idi. Kula, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürlüğü görevini üstlenmişti. Bakan da Ertuğrul Günay’dı. Onların döneminde müze kütüphane diye bir proje gerçekleştirilmişti, her ilde bazı semtlere adı orayla bütünleşmiş kişilerin adı verilir, orayı yazan, orada yaşayan yazarların da kitapları kütüphanede sergilenirdi.
İstanbul’da Gülhane Parkı’nın girişinde Ahmet Hamdi Tanpınar Müze Kütüphanesi bugün de çalışmalarını sürdürmektedir.
Ankara’da İstanbul’un cevelanı yoktur. Sakin, dingin bir kenttir.
Kitabevleri, CD mağazaları İstanbul’dakileri imrendirecek niteliktedir.
Bizim konuşmamız perşembe günü idi. Cuma akşamı da Çankaya Kültür Merkezi’nde Ataol Behramoğlu’nun şairliğinin 50. yıl gecesi yapıldı, opera sanatçıları da o geceye katılacaklardı.
Sanırım gecenin sürprizi, geceye eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in katılmasıydı. Edebiyata, edebiyatçılara, kitaba yakınlığını bildiğim Sezer’in bu davranışı doğrusu çok hoşuma gitti.
Ataol Behramoğlu, şiirlerinden seçmeleri içeren bir kitap yayınladı. Önsözünü de ben yazdım.
*
ONUR BİLGE KULA’nın oturum başkanlığını yaptığı bölümde konuşmacılar aşağıdaki adlardan oluşuyordu:
Doğan Hızlan, Turhan Günay, Faruk Şüyun, Ahmet Telli.
Kemal Özmen’in oturum başkanlığındaki bölüme katılanlar:
Emrah Polat, Kubilay Aktulum, Hülya Kaya, Serkan Koç.
Musa Yaşar Sağlam’ın yönettiği oturumda ise şu adlar konuştu:
İsmail Demirdöven, Özen Yaylagül, Özlem Tekin, Nacmi Ağıl, Neriman Nüzket Özen.
Şerife Doğan’ın oturumuna katılanlar: Selma Elyıldırım, Şenay Kaygın, Meliz Ergin Bilgin, Hafize Şahin.
Bu toplantılarda, üniversitedeki çalışmaları üniversite dışındaki kişiler de öğrenmiş oluyor. Ayrıca kuramsal çalışmalarla uygulama arasındaki gelgitler akademisyenler dışındaki kişiler tarafından da gündeme getiriliyor.
Çalışma ile deneyimlerin birleşmesinden önemli sonuçlar çıkıyor.
Bu çalışmalardan Türk edebiyatı incelemelerinde de yararlanılması açısından bu toplantıları önemsiyorum.
Her sempozyumun hiç kuşkusuz bir sonucu vardır. Bence bu sempozyumun da bize ilettiği, kuramsal çalışmaların gerekliliğidir. O yapılmadan uygulamanın bilimsel bir sonuç vermesi mümkün değildir.
İki Türk yazarının kitabı da konuşmalarda söz konusu edildi.
Biri Zülfü Livaneli’nin ‘Leyla’nın Evi’, diğeri de Tezer Özlü’nün ‘Çocukluğun Soğuk Geceleri’ydi.
*
BURADA her zamanki dileğimi tekrarlayacağım.
Bu konuşmaların kitaplaştırılmasını bekliyorum.
Paylaş