Paylaş
Büyüklerin ve çocukların sevgilisi
ürk tiyatrosunda ve sinemasında ‘komik’ sözünün hatırlattığı adlardan biri de Adile Naşit’tir. Tiyatroda, sinemada hep iyilikten yana bir insanı temsil eder. İyi kalpli, yardımsever, güldüren ve ağlatan bir oyuncu... Haldun Dormen’in ‘Hisseli Harikalar Kumpanyası’ndaki bale sahnesinden ‘Hababam Sınıfı’ndaki oyununa kadar birçok sahnesi belliğimde yaşar.
Sibel Öz, ‘Oyuncu: Yeşilçam Yıldız Sisteminde Bir Anti-Yıldız Adile Naşit’ (İletişim Yayınları) kitabını yazma nedenini şöyle açıklıyor: “Uykudan Önce çocuklarından biri olarak Adile Naşit’e karşı duyduğum derin sevginin yanı sıra Yeşilçam sinemasının pek çok değeri gibi Adile Naşit hakkında da yeterli çalışmanın olmamasının verdiği sorumluluk duygusuyla belki de kuşağımızın ‘Adoş’a olan borcunu ödemek istedim şahsen. Özellikle çalışmanın başlangıcında, Adile Naşit’e verdiğim kıymetten dolayı çok ürktüğüm, korktuğum, tökezlediğim dönemler oldu. Ancak onun sevgi ve mücadele üzerine kurulu yaşamöyküsünün peşine takılmıştım bir kere, bir daha bırakmak mümkün olmadı.
5 üzerinden 4 yıldız
Oyuncu:
Yeşilçam Yıldız Sisteminde
Bir Anti-Yıldız
Adile Naşit
Sibel Öz
İletişim Yayınları
Adile Naşit’in Türk tiyatrosu ve sineması açısından önemli bir değer olduğu muhakkak. Ben de Adile Naşit’in Türk sinemasındaki yerini tespit etmeye çalışacağım ancak kitabın odağında başka sorular da olacak. Adile Naşit neden bilinen anlamda ‘yıldız’ değildir? Filmleri 10 yıllardır bıkmadan izlenen, seyircide yarattığı sevgi kuşaklar boyu devam eden ve bu sevgide bütün toplumu birleştirmiş olan Adile Naşit yıldız değilse onu nasıl ve hangi kavramla açıklamak gerekir? Yıldız kimdir? Yıldız olmanın ölçütleri ve mekanizmaları nelerdir?” Ertem Eğilmez, onun için ne demişti? “Adile Hanım’ın oyunculuk yeteneğinin ancak yüzde 20’sini kullanabildik. Eğer onu daha iyi değerlendirebilmiş olsaydık sanırım seyircileri yerlerinden kaldırarak sahneye kadar koştururdu.”
Türkülerin derin tarihi
Kitabın önsözünde eserden bahsedilirken şunlardan bahsediliyor: “Osmanlı dönemi mûsıkî hayatını konu alan bu çalışma, Osmanlı ve mûsıkî kavramlarının zengin içerikleri ve çağrışımları yönünde çoğalıp genişleyerek, aynı zamanda ‘türkülerin derin tarihi’ni de içeren kapsamlı bir esere dönüştü. Çünkü Osmanlı’nın özünde Türk, mûsıkînin özünde türkü vardı. Türkü, Türkler’e has ezginin adıydı ve Türk’ün de türkünün de lisanı Türkçeydi.”
Sarayın Sesi Halkın Nefesi
Bayram Bilge Tokel
Kapı Yayınları
Kişisel notlar...
Bir Osmanlı kızının Batı’ya gidip orada yaşamasının notları her okur için ilgi çekicidir. Yabancı bir toplumda günlük uğraşlarını bu anılardan öğrenebiliriz. Gidenlerin çoğu da oranın yaşam ritmine alışır ve yetenekleri ölçüsünde de müzikten edebiyata kadar birçok kaynağı dinlemiş, okumuş olur. Anı kitapları yalnızca bir kişinin yaşamını yansıtmaz, oradaki yaşamıyla buradaki yaşamı arasında farkları gözlemlememizi sağlar.
Hocası Namık Kemal’in oğlu Ali Ekrem Bolayır’la Almanya’dan mektuplaşmış. Şaziye Berin’in anıları kişisel bir eksen çevresinde dönüyor. Toplumsal ya da siyasal durumlara hiç değinmiyor.
Bir Osmanlı Kızının Almanya Günlüğü: Şaziye Berin’in Heidelberg Hatıratı
Hakan Sazyek
Çolpan Yayınları
Aşkın ortak dili
Bu kitapta, MÖ 2000 dolaylarından 17’nci yüzyıla uzanan çok geniş bir zaman kesitinde yazılmış şiirler bir araya geldi. Farklı çağlar, ülkeler ve uygarlıklardan ozanların farklı dillerde söyledikleri ve yazdıkları şiirler... Ama ortak bir dilleri de var bu ozanların: ‘Aşk’ın dili. Gerçekten de ister Sümer dilinde, ister Eski Mısır dilinde; ister Yunanca, ister Latince yazılmış olsunlar bu kitaptaki şiirlerde ‘aşk’ın ortak dilini bulacaksınız.
AŞK OLSUN
Eski Ozanlardan Aşk Şiirleri Derleyen ve çeviren :
Celâl Üster
Öndeyiş: Celâl Üster
Can Yayınları
Paylaş