Paylaş
Hangilerini?
Op.13 ‘Pathetique’
Op.53 ‘Andante Favori’
Op.53 ‘Waldstein’ ve Op.111 Gülsin Onay’ın özel yorumu.
Gülsin Onay’ın iyi bir dinleyicisi olmamın en önemli nedeni, yurtiçinde ve yurtdışında Türk bestecilerinin eserlerini seslendirmesidir.
Türk Beşleri’nden A. Adnan Saygun, 2. Piyano Konçertosu’nu ona ithaf etmiştir.
Gülsin Onay’ın, 250. doğum yılında Ludwig van Beethoven’ın eserlerinin seslendirdiği CD’nin başlığı şu:
‘Gülsin Onay / Beethoven’
Piyanist, CD-kitapçığının ilk sayfasında Beethoven’ı anlatıyor:
“Beethoven günümüzden 250 yıl önce, 17 Aralık 1770 tarihinde doğdu. Onun inşa ettiği olağanüstü müzik dünyasını ve o dünyanın sağlam yapısını hiçbir şey bozamadı.
Beethoven kadar tuşların üzerini gönderdiği vahşice duygulara ve müzik patlamalarını iz bırakmadan silebilen, sonra da hepsini yine kendisi teselli ederek göklerde gezdirebilen çok az besteci vardır.
Tabii çok geçmeden, o şefkatli okşamalar yerini tekrar volkanik patlamalara bırakır. Nasıl bir mücadele, nasıl bir isyan ve nasıl bir yakarışla ifade edilen ilân-ı aşktır o...
Her zaman, ‘İyi ki piyanist olmuşum!’ diye şükrediyorum.
Yoksa Op.111’i, Waldstein’ı, Pathetiqe’i çalma şansından, zenginliğinden ve fırtınaların en coşkulusunu yaşamaktan yoksun kalacaktım.
İyi ki doğdun, iyi ki varsın Ludwig. Sensiz bir dünya çok eksik olurdu.”
Albümü dinlemeye başlamadan önce Gülsin Onay’ın yazısını okumanızı öneririm, icrasını bu yazının doğrultusunda dinlersiniz.
GÜLSİN ONAY KİMDİR?
GÜLSİN ONAY, piyano eğitimine üç yaşında başladı ve ilk konserini altı yaşındayken TRT İstanbul Radyosu’nda verdi. Üstün Yetenekli Çocuklar Kanunu kapsamında Ahmed Adnan Saygun ve Mithat Fenmen’le, ardından devlet bursuyla gönderildiği Paris Konservatuvarı’nda Pierre Sancan, Monique Haas ve Nadia Boulanger gibi efsane öğretmenlerle çalıştı.
Uluslararası birçok yarışmada ödüller kazandı. 80 ülkeye yayılan bir kariyer sahibi.
2004’ten bu yana Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’nin sanat danışmanlığını yürüten sanatçı adına, Tekirdağ’da Gülsin Onay Piyano Günleri, Bisante Gülsin Onay Ulusal Beste Yarışması düzenlenmektedir.
ABD’de bir eleştirmen onun için bakın ne yazmış?
“Newport’a ayak basmış en iyi piyanistlerden biri...
Onay’ın Beethoven’ın son sonatı Opus 111 yorumu, Schnabel ile boy ölçüşürdü.”
Albümün kitapçığında sanatçının geniş biyografisini okuyabilirsiniz.
‘BEETTHOVEN’IN ÜÇ DÖNEMİNDEN ÜÇ PİYANO SONATI’
MÜZİSYEN ve biyografi yazarı Aydın Büke’nin Beethoven üzerine ayrıntılı yazısının başlığı.
Büke, bestecinin yaşamını, sanatını incelerken, dönemin siyasal tarihini de yansıtıyor.
“Beethoven, Kutsal Roma Germen İmparatorluğu toprakları içinde yer alan Köln Elektörlüğü’nün başkenti Bonn’da dünyaya geldi. Kendisiyle anı adı taşıyan dedesi Ludwig van Beethoven (1712–1773) Bonn Sarayı müzik yöneticiliğine kadar yükselmişti; babası Johann van Beethoven (1740–1792) ise aynı sarayda şarkıcı olarak görevliydi.”
Dinlediğiniz Walstein’ın serüvenini öğrenmeliyiz. Kont, yeteneğine inandığı besteciye ne yazmıştı:
“Sevgili Beethoven!
Uzun zamandır ertelenen dileğinizi yerine getirebilmek için Viyana’ya gidiyorsunuz. Mozart’ın dehası, hâlâ onun ölümünün yasını tutuyor. Şimdilik, bitip tükenmeyen bir gayretle çalışan Haydn’a bir süreliğine sığınmış gibi görünüyor ancak henüz tam bir uğraş olduğu söylenemez. Haydn aracılığıyla yeniden bir bedende vücut bulmak istiyor. Yılmak bilmez bir çalışmayla Mozart’ın ruhunu, Haydn’ın ellerinden alın.”
Sanatçı siyasetçi ilişkileri beni daima ilgilendirmiştir, çünkü devletin her zaman sanatçının yanında olması gerektiğini savundum.
Batı’da da, Osmanlı İmparatorluğu’nda da bu ilgi sürdürülmüştür. İktidarlar, sanatı ve sanatçıyı desteklerken kullanmışlardır da. Beethoven’ın yaşamından bunu öğrenebilirsiniz.
*
BÜYÜK bir bestecinin eserlerini iyi bir piyanistten dinleyiniz.
CD Lila Müzik tarafından çıkarılmıştır.
Paylaş