Paylaş
Türkiye ile ilgili sergiler, çalışmalar sanırım etkisini gösterdi, en azından burada yaşayan Türklerin moralini yükseltti.
Sanatın, kültürün bir ülkenin tanıtılmasında birincil işlevi olduğu gerçeğinden hareket edersek, Bizans’tan İstanbul’a: İki Kıtanın Limanı sergisini pazartesi sabahı bile gezenler, ilginin yoğunluğunu gösteriyorlardı.
Bir ülkede yaşayan yabancıların kimlik sorunu konusundaki kuşkuları çözen tek öğe, kendi kültürlerinin önemini oranın vatandaşlarına sunabilmektir. Türkiye her zaman olduğu gibi, bu konuda zengin malzemeye sahiptir.
Sergiye bu açıdan bakmak lazım.
Hiç kuşkusuz etkinin doğrultusundaki olaylara da bir başka yazıda değineceğim.
Gelen arkadaşlar Bizans’tan İstanbul’a: İki Kıtanın Limanı sergisi dışında, başka sergileri de gezdiler.
Kanuni Sultan Süleyman’la başlayan Fransa-Türkiye ilişkilerinin derin bağlarını koparmak yerine, pekiştirmek gereğini bu tür sergiler, Fransızları bilgilendirmektedir.
TÜRKİYE’Yİ TERK ETTİLER, ÖLÜME GİTTİLER
Paris’te bir başka Musevi ailesinin, Camondo’ların sergisini de gezdik.
Musevi tarihini bilenler Osmanlıların, Türklerin Musevi cemaatine ne kadar sevgiyle yaklaştıklarını da bilirler. Bu sergi bu gerçeği bütün dünyaya gösteriyor.
Osmanlı topraklarındaki yükselişlerini ve Avrupa’da yok oluşlarını anlatıyor.
Türkiye’nin bugününe de tarihten tutulan önemli, sönmez bir ışık bu sergi.
Bu sergi, 1806-1945 arasında bir ailenin yaşamını, bireylerinin yaptıkları işleri, Fransa’ya göçlerini, fotoğraflarla ve bilgilerle iletiyor.
Bugün hâlâ Bankalar Caddesi’ne inen merdiven, onların adıyla anılır.
Sergi mekânı, Musevilerin Tarihi ve Sanatı Müzesi.
19. yüzyılda İstanbul’da sarraflık yapan Salomon Jacop Camondo ile ailenin tarihi başlıyor. Osmanlı Musevi sosyetesinde gittikçe yükselen bir yer kazanıyorlar. Sefarad Musevilerinden biri. 1802’de bir banka kuruyorlar.
Sefaradlar, 1492 yılında İspanya’dan, 1497 yılında Portekiz’den sürülen Musevilere verilen ad.
Osmanlı İmparatorluğu’na sığınanlar çoğunlukta.
Anımsayanlar olacaktır İspanya’dan göçün 500. yılında bu konuda toplantılar yapılmış, Türkiye’de yaşayan Museviler Türklere tarihi teşekkürlerini toplantılarla iletmişlerdi.
Daha uluslararası nitelik kazanmak için bankacılık çalışmalarını, ticari faaliyetlerini Fransa’ya kaydırdı Camondo ailesi.
Bu karar o ailenin tarihten silinmesinin başlangıcıydı.
On dokuzuncu yüzyıl resimlerinden iyi bir koleksiyon yaptılar.
Ailenin bütün bireyleri İkinci Dünya Savaşı’nın işgal döneminde, söylentilere göre işbirlikçilerin ihbarları üzerine, toplama kamplarında yok olup gittiler.
Eğer İstanbul’u terk etmemiş olsalardı, bugün daha gelişen, büyüyen bir aile olarak İstanbul’da yaşayacaklardı.
* * *
OSMANLI ve Türk tarihini okumadan, düne dair her karar eksik ve yanlıştır.
Bu aile sergisi, bu görüşü biraz daha kuvvetlendiriyor.
Paylaş