BİLKENT Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü’nün düzenlediği başlangıcından beri yürütücülüğünü Süha Oğuzertem’in yaptığı Genç Eleştirmenler Sempozyumu’nun yedincisi dün sabah saat 10.00’da Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi’nde başladı.
Açış konuşmasını ben yaptım. Genç eleştirmenlere, eleştiri türünün okur ve edebiyat için önemine dair düşüncelerimi ilettim.
Benden sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa İsen de, eleştirmenlerin, üniversite Türk Dili ve Edebiyatı Bölümleri’nin bugünün edebiyatına eğilmelerinin önemini vurguladı.
Bugün ve yarın da saat 10.00 ile 17.00 arasında sürecek sempozyumun, Türk edebiyatına, yeni, özgün, taze yaklaşımlar getirmesi açısından çok önem taşıdığı kanısındayım.
Edebiyat türleri içinde, en az yayın eleştiri dalında yapılıyor. Oysa yayınların çoğaldığı ve çeşitlendiği bir ortamda, eleştirmene gereksinim duyuluyor.
Bir kitap seçerken, bir yazarı daha iyi okuyabilmek için, eleştirmenin aracılığı şarttır.
Çünkü eleştirmenler edebiyatın rehberidir; çünkü onlar sizin bir metinden daha çok zevk almanızı sağlayan bilgelerdir.
Genç eleştirmenlerin benim için asıl işlevleri, bir metin, bir edebiyatçı hakkında kapsamlı birçok çalışma yapılmış olsa bile, genç kuşak eleştirmenlerinin, o metne, yeni, çağdaş, farklı bir yorum getireceğine inanıyorum.
* * *
SEMPOZ-YUMDA üniversitenin yüksek lisans ve doktora öğrencileri, Türk edebiyatının çeşitli dönemleri, türleri ve yapıtları hakkında toplam 32 bildiri sunacaklar.
Süreyya Evren, Sırma Köksal ve A. Ömer Türkeş tartışmacı olarak katılıyor.
Bu yılki sempozyum da sonuçlandığında, yedi yılda toplam 162 bildiri sunulmuş olacak.
Sempozyum listesinde hakkında eleştiri çalışması yapılan adları gördüğümde, Türk edebiyatının büyük bir yelpaze içinde, dünü bugünü ile değerlendirildiğine karar verdim.
Genç Eleştirmenler Sempozyumu’nu, oradan çıkan çalışmaları da izliyorum. Çünkü ben iyi bir okur kitlesinin oluşmasının eleştirmen kalitesine bağlı olduğu tezini savunuyorum.
Ayrıca yazarların, şairlerin de bu metinleri okuyarak kendi özeleştirilerini yapmalarını mümkün görüyorum.
Okur-yazar-eleştirmen üçlüsü sağlıklı bir düzene kavuşmadığı sürece, Türk edebiyatının istenilen düzeye çıkabileceğinden kuşkuluyum.
* * *
YALNIZ eleştirmenlerin değil, edebiyatla ilgili olan herkesin bu sempozyumu izlemesini salık veririm.