Paylaş
Galatasaray’daki Arkeopera hem yayınevinin mekânıdır hem de uzman konuşmacıların salonu.
Kitapların bulunduğu yerlerin iki düşmanı yangın ve su baskınıdır.
Arkeopera ne yazık ki bir su baskınına uğramış.
O kitapları yeniden basamazsınız, su yemiş olanları da yeniden vitrine koyamazsınız.
Umarım gerek Arkeoloji ve Sanat Dergisi, gerek diğer yayınları devam eder.
Başgelen’in açıklamalarında beni en çok üzen bölüm, su altında kalmış kitapların, belgelerin akibetidir. Yerine konulamayışıdır.
Örnek verelim.
Yurtdışında bu alanda kitap basan bazı yayınevlerinden alınan kitapları bir daha almak mümkün değildir, çünkü o yayınevleri kapandı.
Yılların koleksiyonunu yeniden oluşturmak da mümkün değildir.
Bu su baskınından sonra Başgelen, sigorta durumu, uygulaması konusunda bazı bilgiler verdi. Sigorta şirketlerinin böyle durumlarda kitabın önemini ve biricikliğini gözönüne alarak ödeme yapmalarını anımsatıyorum. Çünkü bu kitaplar, bu malzeme kolayca temin edilemeyeceği için özel bir muamele yapmalarını öneriyorum.
Gönül ister ki böyle koleksiyonlar için su geçirmez, yanmaz malzemeler kullanabilelim. Ama bir kişi bu yatırımın altından kalkamaz.
Bu felâket gerçekleştiğinde, kitapsever dostlarımızın davranışları da beni çok mutlu etti.
1365 seçkin kitap ağır hasar görmüş.
Sanatçılar, arkeologlar, okurlar bizim kaybımızı yerine koymak için ‘Kültür Dostları’ olarak internette büyük bir kampanya başlattılar diyor Başgelen.
Bu kampanyadan söz etmem, kitap yayınlarının ve derginin çıkmasının sağlanması konusunda katkılara çağrıdır.
Nezih Başgelen olayı anlatıyor:
“Su baskını haberini alır almaz Arkeopera’ya gittiğimdeki genel manzara şuydu:
Çalışanımız Dürdane bir yandan ağlıyor, bir yandan da merdivenlerden akan suyu gösterip ‘Bütün kitaplarımız mahvoldu’ derken dizine kadar yükselen suyun içinde yürümeye çalışıyor.
Şelale gibi akan suların içinden galeri katına çıktığımda eşim Sema’yı sırılsıklam, patlayan borudan fışkıran suyla başetmeye çalışırken buldum, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
Hemen koşup sigortaları kapatıyoruz, iyi ki akıl etmişiz. Yoksa ayaklarımız suda, bir elektrik teli düşecek ve hepimiz eriyip gideceğiz.
Bir yandan da arkadaşlar kova kova suyu boşaltmaya çalışıyorlar.
Art arda iki kere gözlerimiz doluyor.
Biri su bastığında, ikincisi de dostlarımız yardıma koştuğunda. Onlar da kolları sıvayıp suyu boşaltma işine katılıyorlar. Facebook’ta kurduğumuz bağlantı sayesinde bu gerçekleşiyor.
İyi yazar Mehmet Coral’ın kampanya çağırısının etkili olacağı kanısındayım.”
SU BASKININDAN SONRA YAPILABİLECEKLER
İNTERNET üzerinden çağrıya gelen ilk yanıt ve sonrası üzerine bilgileri aktardı Başgelen:
- İlk toplu alım Pamukkale Üniversitesi’nden H. Hande Duymuş Florioti tarafından gerçekleştirildi. İnternet üzerinden kampanyaya yoğun bir ilginin olduğunu izliyoruz. Duyuruyu çevresiyle paylaşan, katılan ve katılacak herkese teşekkür ediyoruz. (Kampanyaya destek verip katılan herkesin listesini Arkeoloji ve Sanat Dergisi’nin başında ayrı bir bölümde alfabetik olarak yer vereceğiz.)
- Bu konuyu dile getirenlerin soruş tarzından ya Arkeopera’ya hiç gelmedikleri ya da evlerinde, işyerlerinde ilgiyle, bilgiyle ve sevgiyle ilgilendikleri bir konuda uzun yılların birikimi bir kütüphanelerinin ya da kitaplıklarının olmadığı anlaşılıyor. Kitabevimizde uzmanlık ve ilgi alanlarına göre sınıflanmış belli bir sistematiğe göre toplanmış çocuk kitaplarından hobi kitaplarına binlerce eserden oluşan koleksiyonlarımız tümüyle hasar görmüştür. Tasarım ürünlerinden hediyelik eşyalara, kitaplarla birlikte Arkeoloji ve Sanat’ın bugüne kadarki kültürel yayın projelerine gelir sağlayan yapı büyük ölçüde zarara uğramıştır.
- Sigorta mevzuatının kitaba özel yaklaşımını bekliyoruz.
Sigortanın olması ilgili yerin harap olan boya badanası, tesisatı, suntalam raf sistemleri vb ticari eşyaları açısından doğrudur ve sigorta bu maddi unsurlardaki zararların bir bölümünü karşılayabilmektedir. Kitaplar söz konusu olduğunda ülkemizde sigorta mevzuatının ilk ciddi rüzgârda tersine dönen bir şemsiye olduğunu evlerinde ya da işyerlerindeki kitaplıkları suya maruz kalanlar bizzat deneyimleyerek yaşamışlardır.
- 40 yıllık bir misyonun zarar görmeden yola devam etmesi önemlidir. Umarım elbirliği ile kültürel yayın projelerimizi ve Arkeoloji ve Sanat Dergisi’ni sürdürmeyi başarırız.
Katılanların duyarlılıklarına ve sağlayacakları desteklere çok teşekkür ederiz.”
KÜLTÜRE katkının önemini ve gereğini anımsatmaya gerek yok sanırım.
Paylaş