Paylaş
Şair Nâzım Hikmet de “Ömür öyle de geçer böyle de” diyor.
Çetele tutamadığımız tek kavram.
Yusuf Nalkesen’in şarkısı unutulur mu?
“Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım”.
Bir bitişin hüznü ile bir başlangıcın seyrini aynı zamanda yaşamak. Akreple yelkovan 12’de buluştuğunda her şeyi unutup yeni bir hayata başlamak...
Öyle mi? Aldatmacayı rakamlarla saptamak. Ben daima gecelerin anlık sevincini düşünürüm. Gecenin gizemi ile günün aydınlığının hakkını ayrı ayrı vermeye alışmışım. Belki bunca yıldır yazmanın her zaman uyarıcılığını, hatırlatıcılığını es geçmemek.
Belli günlerin sıradanlığı ile de başım pek hoş değil. Tek bir gecenin telaşını ömrüm boyunca anlayamadım.
Yeni yılın ilk gününde muhasebe yapar mısınız? Özeleştiri denilen bir işlemin varlığından haberdar mısınız?
Bu tür geceler benim için çok uzundur.
Divan şairi Bâki, gecelerin sevgili yüzünden sıkıntılı, kasvetli geçtiğini söylemişti.
Erteleme huyumuz hepimizin genlerine yerleşmiştir.
Hele bir yeni yıl gelsin, hele bayram geçsin.
Ertelemeler perhize başlayanlarla ders çalışmaya başlayanların teselli söylemidir.
Eğlenmelerin, dileklerin ömrü bir geceliktir.
*
YILBAŞI gecelerini değil de sabahlarını severim. Gecesini sevmeyip sabahına sahip çıkmam biraz çelişki gibi görünse de sanki yaratılışın ilk günü gibi gelir bana. İnsan türü yavaş yavaş yeryüzüne yeniden geliyor.
Ben kalabalıklar içinde kendimi hep yalnız hissettim. Onun için da yılbaşı geceleri sokağa çıkmam. Bir zamanlar iki saat dışarıda zar zor kalırdım.
Bir çok yazımda Aziz Mahmut Hüdayi’den alıntı yaptım:
“Günler gelip geçmektedir
Kuşlar gibi uçmaktadır
Ehl-i fesâdın yeri nar
Ehl-i salâh uçmaktadır”.
Sadece bunu yılbaşlarında mı düşünüyoruz, günlük yaşamımızda hiç mi aklımıza gelmiyor.
Bir yılbaşı sabahı ben gene de insanın mahmurluğunu attıktan sonra geçen yılın muhasebesini yapmasını beklerim.
Övgülerin değil hataların listesini çıkarmalı.
Elbette bu muhasebede sanatın, okumanın ayrı bir yeri olduğunu anımsatmaya bile gerek duymuyorum.
Yeni yılı karşılamanın tek güzel yanı, bizim orkestralarımızın ve özellikle Viyana Filarmoni Orkestrası’nın canlı konserlerini dinlemek.
Bu yıl da TRT 2’deki konser sırasında Rengim Gökmen ile Vefa Çiftçioğlu tanıtıcı konuşmalar yapacak.
Konserin sonunda Johann Strauss tarafından ünlü komutan adına bestelenmiş Radetzky Marşı çalınır, herkes de el çırpar.
Radetzky sadece ünlü bir komutan değil aynı zamanda iyi bir gurmeymiş. İtalya’dan birçok yeni yemek tarifleri getirmiş Avusturya’ya.
Dozu kaçmış eğlencelerden nefret ederim. Denetimli bir yaradılışım var.
Sanırım 1 Ocak 2020’de ileriye dönük notlarınız olacaktır. Geçen yılın tekrarı olmasın diye.
Sevginizi, yapacaklarınızı da ertelemeyin, hayatı günü gününe yaşayın.
Behçet Necatigil’in ‘Sevgilerde’ şiirinden dizeler belleğinizde kalsın.
Sevgileri yarınlara bırakmayın.
Tarık Buğra’yı anmadan bu yazı noktalanmaz.
Uykusuz bir gecenin sonunda şu yargıya varırsınız:
“Yarın diye bir şey yoktur”.
*
İSTEDİĞİNİZ, arzuladığınız gibi güzel, sağlıklı, sanatlı bir 2020 diliyorum.
Paylaş