Paylaş
Bir bilanço çıkardınız mı? Yoksa çıkaracak mısınız?
Bir yıl içinde yaşananların, bireysel olarak yapabildiklerinizin, yapamadıklarınızın, bu yıl yapacaklarınızın bir listesini çıkarın.
Unutmak ve hatırlamak, iki düşman kardeş. Ama bütün yaşamımız boyunca biz onları aynı beyin kompartımanında oturtuyor, dalaşmamaları için büyük çaba harcıyoruz.
Orhan Duru’dan ödünç alarak yazmalıyım, birer “Denge Uzmanı” olmak için çalışmalıyız. Her gecenin sabahı olduğunu unutanlar, bugün bir muhasebe yapsınlar. Öyle derdi bir dostum, felekten bir gece çaldım. Bu tehlikeli bir hırsızlıktır.
Bağdatlı Ruhi’nin şiirinde dediği gibi, sıhhat sonu dert, yaşamadığınızı umarım. 2015’in defterini kâğıt üzerinde kapattınız ama belleğinizi sıfırlayabildiniz mi? Elbette hayır.
Yıl dilimleri yapay bir unutma, teselli icadı. Basit bir tarih değişikliği o kadar! Yaygın takvimin dışında, Çin’de, İran’da, Hindistan’da ve daha birçok başka kültürde, inanışta yıldönümleri, tarih değişimleri başkadır... Diyeceğim, bu kadar kaptırmayın.
Bence, yeni yıla gene çalışma tutkusuyla, mücadele gücüyle, direncinizi hep koruyarak girin! Sisifos Efsanesi’ni çok severim, direncin simgesidir benim için.
Kıyımlar, özgürlükten yoksunluklar, yoksulluk, savaşlar, zulümler peşimizi bıraksın. Ama aklınızın bir kenarında Lucretius’un sözünü hep tutun: “Ve keder atımızın terkisine biner gelir”.
Bugün çoğunuz zamanınızı evinizde geçireceksiniz, sanırım. İyi bir fırsat.
Her zamanki tavsiyemi yineleyeceğim, kitaplığınızı gözden geçirin, okuyamadığınız kitapları bir köşeye yazın. Gerekiyorsa bir ayıklama yapın. Diskoteğinizden seçtiklerinizi dinleyin. Sokağa çıkarsanız, kitapçılara, CD, DVD bölümlerine uğrayın. Yeni yıla kültür yükünüzü düşünerek de girin.
BUGÜNÜ doğru değerlendirebilmek, geleceğin üstündeki sis perdesini aralayabilmek için geçmişi bilmeniz gerekir. Unutmak önemli ilaçlardan birisi olabilir. Ancak, unutulmaması gereken şeyleri yaşadığımızı unutmayın! Hafızanızı diri tutun... Edebiyatın ustaları, yılbaşı üzerine neler yazmışlar. Yılbaşı gecesi, Gökhan Akçura’nın Yılbaşı Kitabı’nı* okudum. Kimler yok ki bu derlemede?
Ercümend Ekrem Talu, Refik Halid Karay, Reşad Enis, Peyami Safa, Refi’ Cevad Ulunay, Gentille Arditty-Püller, Ahmet Rasim, Sabri Esat Siyavuşgil, Nurullah Ataç, Burhan Felek, Faruk Nafiz Çamlıbel, İbrahim Alâettin Gövsa, Adnan Tahir, Fikret Adil, Adalet Cimcoz, Zahir Güvemli, Feridun Kandemir, Gökhan Akçura. İsimleri okuyunca, yeni yıla bir edebiyat ziyafeti eşliğinde girdiğimi tahmin edersiniz. Sabri Esat Siyavuşgil’in şairane Çam Ağacı yazısı beni hüzünlendirdi: “Kendilerini yeşil yurtlarından koparıp almış olan hoyrat elleri çoktan unutmuşlardır” diyor yazısında. Adalet Cimcoz da yılbaşı yazısında, yazarlardan, müzikçilerden Esat Mahmut Karakurt, Sabahattin Ali, Cahit Irgat, Orhan Borar’ın yılbaşı buluşmalarını tatlı bir dille yazmış.
Bana en yakın geleni Nurullah Ataç’ın İkinci Kânun (ocak) yazısı. Her ne kadar eleştirel yaklaşsa da, yazısında gene de ümitten, “koynunda sakladığı Tayyare Bileti’nden (Milli Piyango)” söz etmeyi ihmal etmiyor.
* * *
İSTEDİĞİNİZ gibi sağlıklı, mutlu, sanatla dolu ama en çok da “umutla dolu” bir yıl diliyorum hepimiz için.
(*) Yılbaşı Kitabı, Derleyen: Gökhan Akçura, Ivır Zıvır
Tarihi 1, Om Yayınları
Paylaş