’Garip Üçlüsü’nün ünlü lisesi

TURAN TANYER’in hazırladığı Ankara’nın Köklü Çınarı - Atatürk Lisesi (1886-2007) kitabını(*) okudum.

Aynı okuldan mezun olanlar için hazırlanan yıllıklar, kitaplar, kurumun tarihi, anıların içinde yer alanlar dışında önem taşır mı?

Ben buna "hayır" yanıtı vereceğim.

O zaman şu soruyu yöneltebilirsiniz:

Peki o zaman bu kitap hakkında neden yazdın?

Dünün bugünün ünlülerini bu tarih içinde bulmam beni etkiledi. Başka açıdan tanıdığım edebiyatçılarla ilgili bilgiler, kitabın sözünü etme gereğini duyurdu bana.

Türk edebiyatının devrimci üçlüsü, Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday bu lisede okudular, birlikte çekilmiş fotoğrafları, edebiyat tarihinin önemli belgelerindendir.

Ünlü öğrencilerin öğretmenleri kimlerdi?

Nurullah Ataç, İsmail Hakkı Tonguç, Cevdet Kudret, Halil Vedat Fıratlı, Orhan Şaik Gökyay, Fevziye Abdullah Tansel, Eşref Üren.

Hepimizin tanıdığı kişiler.

Öğrenciler arasında bilim, siyaset, edebiyat, sanat, tıp, hukuk dünyasından birçok önemli ad da bu okuldan çıkmış:

Gazi Yaşargil, Can Yücel, Altan Öymen, Hikmet Çetin, Gürbüz Barlas, Hüsamettin Cindoruk, Doğan Aksan, Ahmet Oktay, Ayhan Hünalp, Turgut Özakman. Bu liste uzatılabilir.

Sayfaların birinde rastladığım bir fotoğraf karesi de edebiyatımız açısından önemli: Bekir Çiftçi ile Ülkü Arman, Mavi dergisini hazırlıyorlar.

BENİ ASIL İLGİLENDİREN NEYDİ?

Kitapta yer alan bir döneme ilişkin biri sevimli diğeri sevimsiz sayfalar dikkatimi çekti.

Cevdet Kudret, bu okulda öğretmenlik yapmıştı, zorunluluk karşısında öğrenciler için yazdığı ders kitaplarını Abdurrahman Nisari adıyla yayımladı. Tevfik İleri, o kitapları sıralardan uzaklaştırdı.

Sosyoloji hocası Adnan Cemgil’e hapisteyken çamaşır, kurabiye götürdüğü için de Bitlis’e tayin edildi.

Köy Enstitüleri’nin kurucusu İsmail Hakkı Tonguç da 1949 yılında bu liseye resim-el işi öğretmeni olarak gönderildi. Sahne dekorlarını boyadı. Daha doğrusu boyattırıldı.

Halil Vedat Fıratlı da bu fırtınadan kurtulamadı.

Hikmet Çetin neden siyasete atıldığının gerekçesini okul anılarında anlatıyor: Çok iyi bir edebiyat hocası gelmiş. Bir bakıyorlar ki, Çankırı’ya tayin edilmiş. Suçu Názım Hikmet’ten bir şiir okumak. Hikmet Çetin’in siyasete girmesinde bu olay çok etkili olmuş.

Sevimli yana gelince.

Savaş günlerinde ailelerinin durumu iyi olanların bile okula gelen yemeği yemeleri, zamanın ailelerinin çocuklarına dayanışmayı, bölüşmeyi öğretme inançlarından kaynaklanıyor. Güzel, insancıl bir duygu ve anlayış.

* * *

KİTAPTAN; yazlık şapkası, belden kemerli elbisesiyle bir öğretmenin fotoğrafı görsel belleğime kazındı: İsmet Öğretmen, Viyana kırlarında. (1936-1937).

(*) ’Ankara’nın Köklü Çınarı: Atatürk Lisesi (1886-2007)’, Turan Tanyer, Ankara Atatürk lisesi Eğitim Vakfı Yayınları, Ankara, 2007
Yazarın Tüm Yazıları