Doğan Hızlan: Fotoğraf karelerine girmeyen Tilda

Doğan HIZLAN

KONUŞMAKTAN, tartışmaktan hoşlandığım bir dostu daha kaybettim, Tilda Kemal'i. Edebiyat zevkine, anlayışına, seçiciliğine güvendiğim biriydi.

Dünya ölçeğinde edebiyatı izleyen, Türkiye'de yayınlanmış bütün kitapları eleştirel gözle okumasını bilen bir edebiyat tatçısı.

Dünyaca ünlü bir yazarın eşi olmanın rantını yemekten özellikle kaçınırdı.

Yaşar Kemal'in yüzlerce fotoğrafı arasında Tilda'lı olan ya bir, ya ikidir.

Basınköy'de bahçeye açılan bir evde, her gittiğimde bana dünyalar yaratırdı.

Dayanaksız, bilgisiz eleştirilerden nefret eder, tartışma ile polemik'in kıl payı farkını özenle, dikkatle korumasını bilirdi.

Çok bilgili, donanımlı, kültürlü insanların alçakgönüllülüğünü onda görürdüm.

Bildikleriyle övünmez, bilmediklerini öğrenmek için çaba harcardı.

Evlerine her gittiğimde, onun masasında Türkiye'de yeni çıkmış bütün dergileri, kitapları görürdüm. Masası sanki Babil Kulesi'ydi. Bir çok yabancı dilde kitaplar, dergiler, mektuplar...

* * *

YAŞAR KEMAL'in yurt dışındaki ödül törenlerinin çoğuna gittim. Tören fotoğraflarında yer almazdı. Sanki ünlü romancı yalnız yaşayan bir adamdı.

Çünkü ödül törenlerinde Yaşar Kemal'in yanında edebiyatçı dostları bulunurdu, o gene evdeydi, ya da bir otel odasında. Sessiz, gizlice, gösterişten uzak sevincini tek başına yaşardı.

Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır, sözü ne yazık ki çoğu zaman yanlıştır. Bu sözün Tilda Kemal için söylendiği kanısındayım.

O hem iyi bir çevirmendi, hem iyi bir sekreter, hem iyi bir eş, hem iyi bir dost.

Bunca özelliğin bir arada bulunması, dostları için de, Yaşar Kemal için de bulunmaz bir nimetti.

Türkiye'yi çok severdi.

Yaşar Kemal'in yurt dışındaki zor günlerinde, en az onun kadar yurt özlemi çekmiş, Türkiye'ye dönelim sözünü önce o teláffuz etmiştir.

Konuşulmayan, söylenmeyen, açıklanmayan gerçekleri sezebilirsiniz bazen.

* * *

GÜLE GÜLE TİLDA.

Edebiyatı bilen ve seven bütün dostlarım gibi seni de çok özleyeceğim.