Paylaş
Fosforlu cevriye rolüyle Türk sinemasında ünlenen Neriman Köksal, bu yılki Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin Onur Ödülü'nü alan sanatçılardan biriydi.
Her kuşağın idolü aktör ve aktrisler farklıdır. Saç biçiminden mimiklerine, sigara içişlerinden bakışlarına kadar, bunlar bir kuşağı simgeler.
Gün olur zamanın gençlik çaylarında; kopyalanmış oyuncular galerisinde bulurdum kendimi.
Duru tenli, sarı saçlı, balık etinde, her zaman erkekleri baştan çıkartan o tabii güzel kadın.
Fosforlu Cevriye'nin afişine bakıyorum.
Bir tabure üstüne ilişmiş, uzun saçlı yüzü, ağızlıklı sigarası ve yırtmaçlı etekliğiyle Neriman Köksal. Afişteki bir başka fotoğrafta Orhan Günşiray ile birlikte, bugün çok masum sayılabilecek bir aşk sahnesi.
Ben bugün bile onun dizilerini seyrederim zaman zaman.
Onur Ödülü verilenlerden biri de Vedat Türkali'ydi (Abdülkadir Pirhasan). Türk sinemasına, Türk edebiyatına önemli eserler vermiş bir usta.
Öğrencilerine; edebiyatın, düşüncenin önemli eserlerini, bir aydına yaraşır dürüstlükte tanıtırken, yargılandı, yedi yıl hapis yattı.
Bir Gün Tek Başına, aydınlar ve öğrenci olayları üzerine yazılmış bir referans roman olarak nitelendirildi. Çile çeken kuşaktan bir derviş daha.
***
FİLM FESTİVALİ günleri yakınlaştı mı, İstiklal Caddesi'ndeki Vakfın merkezi Luvr Apartmanı'na uğramayın.
Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı, Genel Müdür Melih Fereli,sinema bölümü başkanı Hülya Uçansu, basın ve halkla ilişkilerin yönetmeni Esra Nilgün Mirze, davetiyelerin, çağrılıların düzenlenmesinin başında Zeliha Kaya, ortak bir hummaya tutulurlar.
Truman Show'un kahramanları gibi, sinemanın sanal dünyasında yaşarlar.
Açılış gecesinde hepsini mutlu gördüm.
Şakir Eczacıbaşı, açılış konuşmasını yaparken, kameraya start veren bir rejisör gibiydi.
Festivalin tutkulu, vefakár seyircileri vardır. İlk gecenin protokol kalabalığı dağıldıktan sonra, onlar haftalar süren maratona başlarlar.
Sinemacılar değil benim konum... Onlarınki mesleki bir zorunluluk.
Füruzan ilk gece yarışa önde girmiş. Bu yazıyı okuduğunuz saatte Füruzan kimbilir hangi seansa yetişmek için koşuyordur.
Emre Kongar, herhalde bu festivalden sonra sinema sosyolojisi kitabını yayınlayacaktır.
Hüsamettin Koçan, Pınar Kür, Cevat Çapan, Hilmi Yavuz, Demir Özlü bunlar sinemanın şifa bulmaz hastasıdırlar.
Ben de kendimi sinemaya adayacağım. Artık uzun saatler gümüş ekrana bakacağım.
Her zaman dediğim gibi, Rüya Tacirleri'nin azad kabul etmez bir kölesi olacağım.
***
MUTLAKA bir kaç film seyredin. Sanat, hayatı yeniler. Doğruluğunu ispatlamak için sinemaya gidin.
Paylaş