SEVGİLİ dostum Enis Batur’un Pervasız-Pertavsız başlığı altındaki haftalık yazılarından birinin adı Yayıncının sessiz katkı payı (Cumhuriyet Kitap, 9 Ağustos 2007).
Saptamaları, görüşleri, duyguları, düşünceleri, kendi yayıncılık yaşamımdan gerçeklerle örtüştüğü için dikkatimi çekti.
Enis Batur, yayıncılıktan edindiği deneyimleri, salık ile salak kelimeleri arasına sıkıştırmış, ironik bir biçimde:
"Çeyrek yüzyıl boyunca, yayıncılık alanında, ’bir gerçekleştiren’ olarak çalıştıktan sonra, üç yıldır bir ’salık veren’ konumuna geçtim: Bir cephesiyle profesyonel, daha örtük cephesiyle gönüllü, danışman olarak eyliyorum artık, bu alanda.
İşi yönetenle, gerçekleştirenle danışman arasındaki farkın önemini güzel özetliyor.
* * *
ÖZELLİKLE kitap yayıncılığı gerçekten yaratıcı zevkler sınıfına girer. Kapağından içine kadar bir yaratıcılığa sizin de katkınızın olması nasıl da gönendirir insanı.
Hele ilk kitaplar, kişisel yayıncılık tarihimizde, tatmin duraklarıdır.
Enis Batur’un dediği gibi, "Yayıncılık kitap basmak, daha da kitap basmak türünden bir iş değildir."
Çok doğru, çok acı bir saptama. "Tasa, evlerde okullarda, raftan rafa ilerleyecek, ama küçük ama büyük bir kütüphane kurmaktır burada."
Sevgili Enis, sen bunu Yapı Kredi Yayınları’nda başardın, ben de Hürriyet Yayınları’nda, Altın Kitaplar Yayınevi’nde, Simavi Yayınları’nda gerçekleştirdim. İkimizin de kursağında eksik başarıların hazımsızlık yumağı yok.
Sen Ercüment Behzat Lav’ı, Celál Sılay’ı bastın, yayıncılığı sadece bir ticarethane saymadığın için.
Gelelim yazının beni üzen yanına.
Basılmayan bazı adlara bir yayıncının talip olmasını öylesine isterim ki...
Salih Zeki, Fazıl Ahmet, Ayhan Kırdar.
Abdülhak Adnan Adıvar, Fikret Ürgüp, Mehmet Seyda, Selçuk Baran, Atillá Tokatlı’nın kitaplarının basılmaması, okuyan yazan herkesin, senin gibi "gücüne gidiyor".
Hikáyelerini çok sevdiğim Mehmet Seyda’dan bir seçmeler yapmamı, bir de önsöz yazmamı istemişti Feridun Andaç, yaptım teslim ettim, yayınlanamadı.
Enis Batur’un yazısında geçen genç adları da yazıma alıyorum:
İsmail Pelit, Efsun Dürriye Namal.
* * *
BASILMASINI canı gönülden istediğim kitap adlarında buluşuyoruz.
Umarım bu yazı, bazı yayıncılara bu kitapları hatırlatır ve programlarına alırlar.