OKUMA, okutma kampanyalarının hem destekçisiyim hem de izleyicisi.Bugün de kitap okuma sevgisinin başkenti Kırşehir’den söz edeceğim.Milli Eğitim Müdürlüğü’nün girişimiyle ‘Haydi Kırşehir Okumaya’ kampanyası başlatılmış. Çağrıların en güzelidir okumaya çağrı. İçinde kutsal bir anlam bulurum. Sevgiye, bilgiye, anlamaya, bağışlamaya giden yol kitaptan geçer.Üstelik büyük şehirlerden başka yerlerdeki bölgelerde bu çabalar çok daha önem kazanıyor.İlk okuma saati 13 Nisan 2005’te 10.00-10.20 arasında gerçekleştirilmiş.Kırşehirliler, parklarda, kahvelerde, kafelerde, kitapçılarda bu saatte kitap okumuşlar.Bir kitabevi dükkána masalar koymuş ki, daha çok kişi kitap okuyabilsin diye.Okuma günü 15 günde bir yapılacakmış. 28 Nisan gününü ajandama yazdım, bu girişimlerin bir heves olarak kalmasına çok üzülürüm, onun için de süreklilik kazanması şarttır.Yapılan çağrıya, ev hanımları, sivil toplum kuruluşları da olumlu cevap vermişler. Çoğu kimse okul kitaplıklarından, kütüphanelerden kitap sunmuş okurlara. Kitapçı da meraklı okurlarına bedava kitap veriyor, okutuyormuş.* * *OKUMA kampanyasının bir başka özelliği de ‘Alo Okuyorum ‘ hattının kurulması, böylece okumaları saptamak da kolaylaşır.Kırşehirliler kitaba gösterdikleri sevgiyi bir rekorla da kanıtlamak dileğindeler.Dünyada bir rekorla anılmak istiyorlar.Okur sayısı 80.000 kişiye ulaştığında stadyumda toplanacaklarmış, bir Guinness Rekorlar Kitabı’nın yetkilisini çağıracaklarmış, böylece toplu okumalarda dünyanın en tanının rekorlar kitabında yer alacaklarmış.Sanırım bu sonuç, okuyanları heyecanlandıracak, coşturacak bir gerekçe.Kitaba dair girişimlerin ben daima geleceğe yönelik sonuçlarına umut bağlarım. Zaman zaman okuma zevki, örneğimizde olduğu gibi bir fanteziyle birleşebilir, sonuçta kazanan kitaptır, kazanan insanlıktır.Zonguldak, Kırşehir girişimlerinde hoşuma giden bir başka yan da okurların sonunda bir ödül almasıdır. Çünkü ödüller, günlük başarılara kalıcılık kazandırır.İnanıyorum ki, başka kentler de kendilerine özgü, özgün kitap okuma kampanyaları düzenlerlerse, yaratıcılık alanında da bir kitap rekabeti başlar ki değmeyin gitsin keyfime.* * *TÜRKİYE’DE güzel şeyler oluyor diyebilmem için okur sayısının artması gerekir.İki kentin de bu girişimleri başlatanlarını, katkıda bulunanları kutluyorum.