ORHAN PAMUK, Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldıktan sonra, yapılan tartışmalarda, yaşadığımız bir gerçek yinelendi.
Sevenlerle sevmeyenler birbirine tahammül edemiyor. Hoşgörü rafa kaldırılıyor.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun yıllar önce yazdığı, her zaman örnek aldığım bir cümlesini anımsadım: "Her fikir şahsi ve muhteremdir."
Bütün bu tartışmalar, bence yıllar sonra unutulacak, edebiyat tarihinde, bu olay tek bir cümle ile anılacak:
"Orhan Pamuk, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan ilk Türk yazarıdır."
Salim kafayla düşündüğümüzde, bu kazanmada Yaşar Kemal adını özellikle telaffuz etmeliyiz. Çünkü Türk edebiyatçısının Nobel alacağı umudunu yaratan kişi odur, eğer o olmasaydı Türk edebiyatı ile Nobel kelimesi yan yana gelemezdi.
Jean-Paul Sartre, Nobel’i aldığında bu tartışmalar yapıldı. General De Gaulle şöyle söyledi: "Sartre Fransa’dır."
Orhan Pamuk da, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini kutladığını açıkladı.
Sevgili Pamuk’a, bir gerçeğe daha alışmasını hatırlatırım, büyük yazarlar sadece yazdıklarıyla değil, söyledikleriyle de kuşatılmış bir hayat yaşarlar. Yazdıklarının ve söylediklerinin hesabı sorulur, bunu da olağan karşılıyorum ve şaşırmıyorum.
* * *
YERENLERİN, övenlerin biraz da bu yazıları, romanlarını gözönüne alarak yazmalarını isterdim.
Orhan Pamuk, romanlarında, ne Ermeni meselesine ne de Kürt meselesine dair tek cümle yazmamıştır.
Frankfurt’ta Alman Yayıncılar Birliği Barış Ödülü’nün töreninde de, sadece edebiyatın, romancılığın/romancılığının sınırları içinde kalarak konuştu.
İyi okurlar bilir, yazarları yaşatan ödüller değil, onların eserleridir. Ödül fırtınası geçer gider, eserler yaşamaya değer ise kalır.
Ben size Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazananların listesini sunsam, iyi okurların çoğu bu adları anımsamayacaklar, hatta tek kitaplarını bile kitaplıklarında bulamayacaklardır.
Unutmayın, bu gerekçeleri Orhan Pamuk’un başarısını küçümsemek, ödülün değerini zayıflatmak için yazmıyorum.
Ben, bir Türk yazarının ilk kez Nobel’i kazanmasından büyük sevinç, mutluluk duyuyorum. Sık sık belirttiğim gibi, bu ödülün Türk edebiyatının tanınması, Türk yazarlarının dünyaya açılması için kullanılacak büyük bir fırsat olduğu kanısındayım.
Gabriel Garcia Marquez, Yüz Yıllık Yalnızlık’ı yazdıktan, Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldıktan sonra, Latin Amerika edebiyatına ilgi yoğunlaşmış, birçok yazar başka dillere çevrilmiştir.
Orhan Pamuk, benim için iyi bir romancıdır, dünya ölçeğinde iyi bir yazardır. Nobel Edebiyat Ödülü de edebiyat ödülüdür.
Ödül dolayısıyla, romanlarını okumanızı salık vereceğim. Hakkında yazılmış kitapları da okuyabilirsiniz: Orhan Pamuk’u Anlamak -Derleyen: Engin Kılıç, Orhan Pamuk’u Okumak - Yıldız Ecevit, Kara Kitap Üzerine Yazılar- Derleyen: Nüket Esen.
* * *
BEN Orhan Pamuk’u bir kez daha kutluyorum.
Ödülün bir başka yönüne değineceğim bir başka yazıda.
Bu ödülden nasıl yararlanırız, edebiyatımızı dünyaya nasıl tanıtabiliriz.