ZAMAN zaman kütüphane evime gider, eski dergileri karıştırırım. Edebiyat yolculuğumda, uğradığım durakları bir bir anımsamaya çalışırım.
Geçmişten bugüne bir gezidir, belki de geriye dönüp izlerimin bir muhasebesini yapmanın gizli isteğidir.
Eski ve yeni dostlarla bir tür sessiz söyleşidir bu, dergi ciltlerine bakarken. Yıllar önce, merakla, ilgiyle okuduğum isimlerin yazdıkları dergi sayfalarında kalmıştır. Bazıları edebiyatı bırakmıştır. Kimileri hızlı başlamış hızlı bitirmiştir.
Kitaplaşmamış yazıların unutulmuşluğunun hüznü çöker bazı sayfalara. Keşke edebiyatı bırakmasaydı, devam etseydi dileğini mırıldanırım, o zaman da beni etkilememişti, deyip zalim bir teselliye sığınırım.
öteki-siz’in 1980’den 2004’e edebiyat dergileri (Ocak-Şubat 2004) özel sayısını okurken, zihinsel bir hatırlama ile ayıklama işlemini birlikte yaşadım.
Edebiyat dergisi okurları, nice yeni adı ilk onların sayfalarında görmüş, karşılıksız edebi dostluklarını, ince ince o zaman kurmuşlardır.
Çünkü edebiyatın nabzı her zaman dergilerde atar.
Derginin öteki kalemler başlıklı girişinde, bütün dergi okurlarının yaşadıklarını özetlemişler:
‘Oldukça geniş bir pencereydi araladığımız. Hummalı bir çalışma oldu bizim için. Bu arada bol bol dergi tozu yuttuk, sararmış sayfalara dokunduk. Pek çok yazı, şiir söyleşi, inceleme ve değerlendirmeler okuduk yıllara dair.’
* * *
KENDİ dergi serüvenlerim birden belleğime gelip oturdu. Sanki bütün dergi adlarını silip, benmerkezci bir liste tutmaya başladım.
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın yayınladığı, bir süre yönetimini üstlendiğim Türkçe dergisi, Altın Kitaplar Yayınevi’nin Dr. Turhan Bozkurt’un sahibi, benim de yazı işleri müdürü olduğum Yeni Edebiyat dergisi ve Hürriyet Gösteri.
Dergilerin ilk sayısı için nasıl da hummalı bir faaliyete kaptırır insan kendini.
Siz de değişirsiniz, okurlarınız da, kimi zaman yollarınız ayrılır, kimi zaman edebiyat yolunda, okurla kol kola girip yol arkadaşlığınızı pekiştirirsiniz.
Arada bir dergileri karıştırmak, edebiyat tarihinin düzgün, engebeli, hırçın, uyumlu anlarını, darbeleri, tartışmalarını, o zamanın yazarlarını öğrenmeniz için yararlı bir keşif gezisidir.
Bana kalırsa, kitaplaşan her şey, kalıcılıkla birlikte statiklik kazanır. Dergi yazısının günü, dönemi yansıtan canlılığı hálá sayfalardadır.
Eski dergileri bulup okumak, kolay bir iş değildir. Ayrı bir meşakkattir.
Bir telefon ağı kurulur, sende o derginin koleksiyonu var mı diye?
Yok yanıtını vermek de zordur, duymak da.
Haydar Ergülen, tek sayı yayınlanıp sıkıyönetim komutanlığınca toplatılan Yasak dergisini harıl harıl arıyor:
‘Bana bir YASAK getirene... Bir şiirimi ithaf edeceğim! N’apalım, fakir bir şairin şiirinden başka verebileceği ne var ki?’
* * *
EDEBİYATI seviyorsanız, edebiyatın yol haritasını bilmeniz gerekiyor.