Düşle gerçeğin ara bölgesinde bir usta

İYİ öykücü Orhan Duru (1933 - 2009) aynı zamanda iyi bir deneme yazarıydı.

"Kendine özgü" deyimi, öykülerini eleştirirken yazılacak ilk cümleydi.

Son öyküsü Acun Korkusu’nun son paragrafı şöyle:"Var işte, bu kadar huzursuz olmana gerek yok. Huzursuzluk ve aykırılık... Tüm düzeni altüst etmek istedikleri orada beliriyor. Belki yaşlıyım. Bilmiyorum bu işleri. İlk kez yalnız ve kuşkulu uyuyorum. Aramızda bir kopukluk var gibi. Kaptan! Bu kopuklukla boşluğa ulaşacağız."Orhan Duru’nun öykülerinde, bir gerçekçilik, gerçeküstücülük (üst gerçekçilik), fantastik edebiyatın izdüşümleri bir arada olağanüstü bir metni oluştururlar.Küp’teki İdare Doyum Evi, yaşantının somut izdüşümlerinden nasıl bir öykü çıkabileceğini gösterir.Müdür Yiyen Arslan’da, gazetedeki yaşamı ironik biçimde verir.Orhan Duru’nun yazdıklarını sınıflamak, onun uzantılı özgünlüğünü kısıtlamak demektir. Çünkü bilgi, ironi içeren metinler bazen kısa bir süre ince kara mizaha da uğrarlar.* * *ÖYKÜ YAZMANIN SIRLARI kitabını öykü yazarları da, öykü okurları da, edebiyat meraklıları da mutlaka okumalıdır. Çünkü, zor söylenir yalınlığın bu kitapta boy attığını görürsünüz. Neyi, nasıl, niçin sorularının yanıtı aşağıda aktaracağım bölümde ortaya çıkar. Sanırım, bu açıklama onun öykülerine daha bilgili, daha farkında yaklaşmanızı sağlayacaktır:"Ele aldığım konular içine her şey girer. Dostluklar, aşklar, tutkular, barış ve kavga, kıskançlıklar, bencil kabalıklar, açgözlülükler, iğrençlikler, eşitsizlik ve haksızlıklar, korkular, duyarlılıklar, utanmazlıklar ve daha başka tüm insan davranışları... Bütün bunları bulabilirsiniz.Bunları yazarken, bir yandan da kara mizahı, bir yandan fanteziyi, düşsel bir anlatımı kullanırım."Yukardaki paragraf çok önemli açılımlar içeriyor. Yaşamın somut gerçekleri, öyle bir bıçak sırtındaki ustalıkla anlatılır ki, yukarda anılan öğeler, yapay bir metne sürüklenme tehlikesini önlerler.Yataktan Nasıl Düştüm? deprem üzerine yazılmış kara mizaha örnek sayılabilecek bir öykü.Orhan Duru’yu okurken bazen şaşırırım. Şaşırtmak için yapmadığından doğal bir şaşırtma gücü vardır.Medya Canavarları -Tekmili Birden- de, çağımızda gerçekle sanalın bir arada bulunmasını anlatırken, insanların aldatıldığını, gene ironik bir dille aktarır bize.Tango Geceleri de tipik bir Orhan Duru öyküsü:"Hep böyle oluyor ya da arada bir böyle oluyor. Sözde barışçıyız ama kafalarımızın, beyinlerimizin, bilinçaltlarımızın ya da bilinçüstlerimizin bir köşesinde savaş var."* * *ORHAN DURU’yu yeniden okuyun, onun öyküleri, yazıları durduğu yerde yenilenir. Sizi öykü üzerine düşündürür.
Haberin Devamı

Yazarın Tüm Yazıları