Paylaş
Orada bulamadığım notaların da bazılarını iyi müzisyen Cüneyd Orhon’dan temin ederdim.
Kadıköy’deki fotoğraf stüdyosuna gider, notaları alıp yazar sonra iade ederdim. Şimdi nota ihtiyacı olanlara yararlanacakları bir yayını tavsiye edeceğim. Dosyamda 15 cilt var.
Albümlerin düzenlemesi:
Türk Müziği Klasikleri
Sayı: 15
Prof. Dr. Nevzad Atlığ
Danışma Kurulu:
Yılmaz Öztuna, Muazzam Sepetçioğlu, Ender Ergün, Fatih Salgar.
Bakırköy Musiki Vakfı
Hicaz Şarkı
‘Yine neş’-ei muhabbet dil ü cânım etdi şeydâ’
Yürük Semâî - Dede Efendi
Bestenin güftesi
Vezin
Kelimeler
DİSKOTEĞİMDEN SAZ SEMAİLERİ CD’Sİ
Reşat Aysu, ‘Saz Semaileri’
Ut: Osman Nuri Özpekel
Kanun: Taner Sayacıoğlu
Kalan Müzik
ALBÜMÜN başında Özpekel’in bir yazısı ve biyografisi yer alıyor. “1970’li yıllarda, merhum Ali Rıza Avni’nin hazırladığı ve her hafta hevesle bekleyerek dinlediğim ‘Ses ve Saz Dünyamızdan’ isimli programın sinyal müziği, o programı bana bir kat daha büyük bir zevkle sevdiren bir melodi idi.
Mehmet Reşat Aysu 1910 yılında Tekirdağ’da altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu olarak doğdu. Klarnet çalan babası Tekirdağ Belediye Bandosu’nun şefiydi. 4-5 yaşlarında birer hafta arayla anne ve babasını kaybetti. Birinci Cihan Savaşı yıllarında aile İstanbul’a göç etti ve Reşat Aysu Darüşşafaka Lisesi’nde öğrenimine başladı. Burada kendi kendine notayı ve keman çalmayı öğrendi. Daha sonra Zekaizade Ahmet Irsoy’dan klasik fasılları öğrenerek okul korosuna katıldı. Daha sonraki yıllarda Batılı keman virtüözlerinin plaklarını dinleyip çeşitli metotlardan istifade ederek kemanda Batı tekniğini geliştirdi ve Batı müziğinin nazari bahislerini de öğrendi.
SAZ SEMAİLERİ
TELEVİZYON ve radyoda saz semaileri çalınmıyor. Anımsadıklarım:
- Enise Can – Fulya Akaydın
- Nubar Tekyay – Ercüment Batanay
- Feyzi Arslangil
Radyodan dinlediğim: İzzettin Ökte (Tambur) – Vecihi Daryal (Kanun)
Nevzat Atlığ’ın çabasıyla İzzettin Ökte’nin iki kaseti çıktı. Albüm kitapçığında sanatçının yaşamını okuyoruz.
Mesut Cemil, Ökte’yi nasıl övüyor: “İzzettin Ökte! Tamburî Cemil benim sulbünden dünyaya geldiğim babam olduğu kadar, Tanrı kudretinden bir parça olan ruhu ile senin de babandır. Tamburu eline aldığın her an, o ruhun mevlûdu olduğunu gösteren sen kardeşime babamızın şu aziz gölgesini yadîgar etmekle, üçümüzün de bir ve aynı hatıranın manası içinde birleştiğimizi sanıyorum.”
Birinci kasette on dört, ikinci kasette on üç parça bulunuyor.
BAZI KASETLERİN CD’YE AKTARILMASINI ÖNERİYORUM
YKY’nin çıkardığı ‘Münir Nurettin Selçuk - Üstad’ kasetinin de CD ve LP’sini bekliyorum. Kasette yazılanlardan bazı alıntılar:
- Üstad Münir Nurettin Selçuk’un En Üstün Meziyeti
“Münir Nurettin’in en üstün meziyeti, son iki yüzyıl içinde Itrî’den Zekâi Dede’ye kadar, Millî Musıkî’nin kâr, beste, semai, nakış, durak ve sair şekillerinde, en halis eserlerini mükemmel bir ifade ile tegannî etmeyi bilmek olmuştur. Bu meziyet Tamburî Cemil’in eşsiz dehasını hatırlatır. Onun sazla ifade ettiğini, Münir Nurettin sesi ile ifade etmiştir. Bu sanatın sırrı, eski bestelere derin bir vukuf ve şaşmaz bir bilgi ile nüfuz etmek ise de ondan fazla olarak, Millî Musıkî dehamızın, yer yer, ne tarzda tecelli ettiğini duymak ve tam bir ifade ile çalmak yahut okumaktır. Bu meziyet milletin nadir insanlara nefh ettiği bir mevhibedir. Bu devirde yaşayan ihtiyar, orta yaşlı, genç vatandaşlar eski musikimizin bestelerini Münir Nurettin’den dinledikleri için talihlidirler...”
Yahya Kemal Beyatlı
- Sanata Vakfedilmiş 50 Yıl
“İnsanlar vardır ki sadece yiyip içmek, rahatça konup göçmek için dünyaya gelmişlerdir; insanlar vardır ki hayatta sabrın ve sanatın çilesini çekmek, eser vermek, dünyaya bir şey katmak, kısacası; yaratmak için doğmuşlardır. Onlar, dünyanın Tanrı’ya en yakın kuludurlar; duyarlar, içlerine sindirirler, duyururlar ve yaşatırlar. İşte Münir Nurettin bunlardan biridir, bir başlıcasıdır. Gerçek sanatın, eskisi-yenisi, alafrangası-alaturkası olmaz; gerçek sanat seviyesine tırmanabilmiş olan her şey, her zaman için güzeldir, her zaman için yenidir, her zaman için değerlidir. Münir’in icrada ve bestede yarattığı sanat, işte bu cinstendir. Her hassas ruh, her kadirbilir zevk, her anlayışlı insan, onun sesi ve bestesi önünde hürmet ve hayranlık duymaktadır.
Behçet Kemal Çağlar
Paylaş