Paylaş
Okulların açılmasına iki gün kala eskiden olduğu gibi kuyruklar göreceğimi sandım. Hayır, normal cumartesilerden biri gibiydi.
Konuştuğum kitapçılar ve kırtasiyeciler bana durumu özetlediler: “Kitapları devlet parasız verdiği için o kitapları satmıyoruz, kırtasiyeleri de ya gross marketlerden alıyorlar ya da başka çözümler buluyorlar...”
Kitapçılar ve kırtasiyeciler durumu böyle özetliyorlar.
Ayrıca okullar genellikle belli firmalarla anlaştıkları için, toplu alımlar dışında kırtasiyeciler de satış yapamıyor.
Beyoğlu’ndaki bazı kırtasiyeciler, yabancı okullarda dolmakalem kullanıldığından söz ettiler.
Gene de defterler, boya kalemleri, kurşunkalemler alınıyor.
Kurşunkalemin de tercih edilen cinsi mekanik kurşunkalemler, ne var ki okullarda güzel yazı için de çalışmalar yapılıyormuş. Çevremdeki dostlarım anlatıyor; birçoğunu ilkokul öğretmenleri azarlarmış, otomatik kalem kullandıkları için... Ben de odun kurşunkalemleri ayrı severim, ama en az onlar kadar mekanik kalem de var yanımda. 0.3’ten başlayıp 1.4’e kadar mekanik kalemlerim hep yanımdadır... Klasik kurşunkalem kullanırsanız yanınızda kalemtıraş taşıyacaksınız.
Eskiden epeyce cep defteri satılırdı, şimdi genç kuşak her şeyini, randevuları telefonunun belleğine kaydediyor. Bazen uçuyor ama gene de vazgeçmiyorlar.
Eski günleri anımsarken, aynı özenle hazırlanan vitrinlere bakıyorum. Daktilolar mahzun mahzun alıcısını bekliyor.
Tanıdığım bir daktilo ustası, şimdi printer’ları onarıyormuş. Zamana uyan bir akıl.
Evlere mutlaka ansiklopedi alınırdı, üstelik birçoğu için evin süsüydü, kütüphane rafının asıl kitaplarından biriydi ansiklopediler. Şimdi internet var(!). Yıllar önce gazeteler arası ansiklopedi savaşını, teknoloji bitirdi.
TDK’nın sitesi artık sözlüğünün yerini almış durumda... Zaman zaman meslek sözlüklerine bakıyorum, genel edebiyat, sanat sözlüklerinden de mutlaka yararlanıyorum. Ancak interneti ihmal etmiyorum, çünkü güncel bilgileri ancak oradan öğrenebiliyoruz. Ne var ki ayrıntı gene kitaplarda.
* * *
OKULA başlama telaşı bittikten sonra bazı çalışmaları anımsatacağım. Bir veli olarak yazı nasıl geçirdiğinizin muhasebesini yapın, çocuğunuz için de böyle bir çalışmayı unutmayın.
Ona odasında küçük bir kitaplık yapın. Çünkü okuma alışkanlığında evdeki kütüphanelerin varlığı önemlidir. Her yaşa göre, biçim ve içerik açısından çok güzel yerli ve çeviri kitaplar var. Hazırlayacağınız kütüphaneyi öğretmenleriyle konuşarak, çocuğunuzun seçimini gözeterek oluşturun.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın yeni öğretim yılı mesajında söylediklerine bakınca heyecanlanmamak elde değil: Sınavların azalacağını söyledikten sonra, sanata, okumaya, spora daha çok vakit ayırmaları için projeler düzenleyeceklerini söylüyor. Umarım gerçekleşir...
Gerçekten de hangi alanda okursa okusun, hangi beğenileri ağırlıktaysa, onları destekleyin, yardımcı olun. Alacağınız kitapları, dinleyeceği müzikleri ona göre seçin.
Sizin kendi beğeninize göre seçtiğiniz tür kitaplarla onların seçeceği, beğendiği kitaplar arasında gerek dünya görüşü gerek çağ bakımından çok fark var. Onların isteğini temel alarak hareket edin.
Siz belli edebiyat türlerinin okuyucusuydunuz. Şimdi polisiye yaygınlaştı, bilimkurgu veya fantastik aynı şekilde...
Çocuğunuza sinema ve tiyatro seyirciliği özelliğini de kazandırın. Görsel eğitime önem verin. Televizyon gerçeğini önlemeyin, ama onu iyi kullanın. Koca tatil geride kaldı, yazın onu müzelere götürdünüz mü? Resme meraklıysa özel müzelerin atölyelerinde resim zevkini almalarını sağladınız mı?
Hangi kitapları okuttunuz?
* * *
BU özeleştiriyi yaparsanız, gelecek tatile kendinizi daha iyi hazırlarsınız.
Paylaş