Paylaş
Açık Şehir bu yıl üçüncü yaşına bastı.
Datça hepimizin bildiği gibi Can Yücel’in orayı seçmesinden sonra daha tanınmışlık ve popülerlik kazandıysa da hâlâ eski tenhalığını, saflığını koruyor...
Bu yıl festival eylül başında yapıldı. Onur Konuğu Filiz Akın’dı, anılan diğer ad da Sadri Alışık’tı. İmza günlerinin yanı sıra, Altın Badem Belgesel Film yarışması da büyük ilgi çekti.
Bu yılın ikinci büyük edebiyat etkinliği de, Datça Öykü Günleri idi. Datça Edebiyat Günleri de birçok tanınmış yazarın burada toplanmasını, konuşma yapmalarını, okurlarına kitpa imzalamalarını sağlıyor.
Yerel yönetimlerin, belediyelerin, festivaller, edebiyat günleri düzenlemesi, sanatla ilgilenmesini de ben yerel yönetimlerin görevleri arasında sayıyorum.
Benim asıl önemsediğim, bu çalışmaların kitaba dönüştürülmesidir. Çünkü konuşmalar, anmalar, kutlamalar uçup gidiyor, üstelik sadece orada olanlar bundan yararlanabiliyor. Kitaplaşınca herkes yararlanabiliyor ve daha etkili kalıcı bir sonuç doğuruyor.
* * *
MASAMDA dört kitap duruyor.Burçak Evren ve Bircan Usallı Silan’ın hazırladığı, zengin görsel malzeme ile niteliği daha da artan bu kitaplar sırasıyla Sadri Alışık, Fatma Girik, Filiz Akın ve Kemal Sunal için hazırlanmışlar. Sadri Alışık kitabının Giriş’inde sanatçı şöyle tanıtılıyor:
“Sinemamızın en uzun soluklu ve renkli oyuncularından biri olarak öne çıkan Sadri Alışık, 40’lı yıllarda başladığı oyunculuk serüvenini, 90’lı yılların ortalarına dek aralıksız sürdürüp, Türk sinemasının çeşitli dönemlerine tanıklık ederek, saygınlık ve de unutulmazlık erdemleriyle taçlandırılmış bir sanatçıdır. Sadri Alışık’ın serüveni, bir bakıma Yeşilçam’ın serüveniyle koşut gider. Kimi zaman, farklı dönemler ve akımlar, modalar onun oyunculuğunu biçimlendirirken, kimi zaman da o, filmlerdeki karakter ve tiplemeleriyle dönemleri etkileyerek, kimi eğilim ve modaların oluşmasına neden olmuştur.”
Yazıyı, söyleşi, filmler, filmografi izliyor.
İkilinin diğer kitapları da birbirinden özgün ve başarılı kotarılmış. Aslında bunda anlattıkları isimlerin de payı büyük. Örneğin Kemal Sunal kitabının başında, Umur Bugay’ın Bir Halk Kahramanı başlıklı yazısı muhakkak okunması gereken yazıların başında gelir:
“Kemal artık Nasrettin Hoca gibi toplumsal bir simge. Her yaşta insanımız, yıllar önce izledikleri Kemal Sunal filmlerini bugün de ilk kez izliyormuş gibi aynı heyecanla izleyip, gülüyor, duygulanıyorsa, bunun altında toplumsal bir benimsemenin yattığı kesin. O’nun -kimse darılmasın- her starda olmayan bir hayran/taraftar kitlesi vardır. Ve bu kitle yıllar geçtikçe de artıyor.”
* * *
FESTİVALLER kadar bu kitapların yayımlanması da beni ayrıca sevindiriyor.
Paylaş